2022 yılında… Kadınlar sömürüye, baskılara, gericiliğe boyun eğmedi!
S. Soysal Emperyalist kapitalizmin döne döne yarattığı karanlığa rağmen, başta İran olmak üzere dünyanın dört bir yanında direnen, mücadele eden, boyun eğmeyen kadınlar da eşit ve özgür bir dünya kurma umudunu büyütmeye devam edecekler.
2022 yılının son günlerinde İsmailağa cemaatine bağlı Hiranur Vakfı kurucusunun kızı H.K.G'nin 6 yaşında imam nikahı ile evlendirilmesi ve yıllarca cinsel istismara maruz bırakılması haberleriyle sarsıldık.
Toplumun geniş kesimlerinin tepki gösterdiği bu olay "münferit" olmadığı gibi, her türlü gerici cemaat, tarikat ve vakıflarla koalisyon kuran AKP iktidarının izlediği politikaların kaçınılmaz sonuçlarından biriydi. Sermaye sınıfının vurucu gücü AKP, 20 yıl boyunca izlediği neo-liberal politikalarla kadın emeği sömürüsünü daha da derinleştirdi, pandemi sürecinde ise kadınlar için kuralsız ve güvencesiz çalışmayı yaygınlaştırdı. Öbür yandan dinsel referanslara dayanarak kadınların toplumdaki ikincil konumunu pekiştirerek kazanılmış haklarına göz dikti. 4+4 ile kız çocukları örgün eğitimden uzaklaştırıldı, müftülere nikah yetkisi verildi, İstanbul Sözleşmesi'nden bizzat gerici cemaat ve tarikatların talebiyle çıkıldı, diyanet fetvalarıyla kadınların kimliği yok sayılmaya devam etti, kadına yönelik şiddete karşı önlem almak yerine, yargı kararlarıyla şiddet adeta teşvik edildi. Altı yaşındaki H.K.G ve onun gibilerin kurbanı olduğu bu kokuşmuş rejim 2022 yılı boyunca da kadın düşmanı icraatlarına devam etti. Ayakta kalabilmek için baskı, şiddet, sömürü dışında elinde bir araç kalmayan AKP-MHP iktidarı 2022 yılında da işçilere, emekçilere, kadınlara çok yönlü yıkımı dayattı. İktidarın politikaları sonucu yılın başından itibaren enflasyonun durdurulamaz yükselişi ve artan hayat pahalılığı emekçilerin yoksulluğunu daha da derinleştirdi. İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesinin ardından kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinin arttığı kayıtlara geçti. Sarayın aparatı haline getirilen düzenin yargının da şiddete kol kanat gerdiği, aldığı birçok kararla tekrar tekrar ispatlandı. Vahşi bir şekilde yakılarak katledilen Pınar Gültekin'in katiline ödül gibi ceza verilmesi, yargı denen kurumunda koyu bir gericilik yuvası olduğunu gösterdi.
Burjuva yargının, AKP iktidarının kalkanı olduğunun en bariz göstergesi ise Danıştay'ın İstanbul Sözleşmesi'nin feshi konusundaki kararı oldu. Danıştay, çok sayıda kadın örgütü, parti, meslek örgütünün İstanbul Sözleşmesi'nin feshedilmesine dönük itirazlarını pervasızca reddederek saraya biat ettiğini gösterdi. İktidarın bu icraatları seçim sathı mahalline girdiğimiz 2022 yılında, toplumsal muhalefetin sindirilmek istenmesi ve kutuplaştırma siyasetinin derinleştirilmesi ile devam ettirildi. Kitle eylemi yasaklarını konser yasakları izledi, Sezen Aksu'ya saldırganlığı Gülşen gibi popüler bir sanatçının linç edilmesi girişimi takip etti. "Aileyi koruma" adı altında nefret politikası izlenerek, her türlü gerici cemaatle birlikte LGBT karşıtı yürüyüşler düzenlendi. Son olarak ise Kemal Kılıçdaroğlu'nun iktidarın ekmeğine yağ süren başörtüsü çıkışının ardından, kadınları başörtülü-başörtüsüz olarak ayrıştırmayı içeren ve LGBT bireyleri hedefleyen anayasa düzenlemesi, AKP-MHP tarafından meclis gündemine getirildi. İktidarın baskı politikaları tüm toplumsal mücadele dinamiklerini olduğu gibi, kadın hareketini de hedef aldı. Halihazırda toplumsal muhalefetin en diri kesimini oluşturan kadınlar, yıl boyunca iktidarın saldırılarına maruz kaldı.
Son 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Mücadele Günü'nde başta İstanbul olmak üzere pek çok kentte kadınların eylemlerine dönük şiddet vahşet boyutuna ulaştı. Tüm bunlar AKP-MHP rejiminin, mücadele eden kadınlara nasıl bir düşmanlık beslediğini gözler önüne sermiştir. AKP-MHP iktidarının izlediği 'dışarıda savaş ve saldırganlık, içerde baskı ve terör' politikasına rağmen kadınlar 2022 yılında toplumsal yaşamın tüm alanlarında direnmeye devam ettiler. Ocak ayında, düşük zam dayatmasına karşı farklı sektörlerde insanca yaşamaya yetecek ücret için eyleme geçen işçilerin içinde çorap işçisi kadınlar ön saflarda yer aldı. Sonraki aylarda sendikal hakları için direnen Asen Metal, Sinbo, Amazon, Lezita, Pas South, Acarsoy Tekstil, Xiaomi, Barutçu Tekstil, Koç Üniversitesi direnişlerinde de kadın işçiler belirgin bir rol oynadılar. Sömürüye karşı çıkmanın yanı sıra cinsel baskıya, tacize, mobbinge karşı da seslerini yükselttiler. Kürt hareketinin temel bileşeni olan Kürt kadınları da imha ve inkar siyasetine, baskılara, yasaklara, devlet terörüne rağmen boyun eğmediler. Sermaye iktidarının rant ve kar uğruna doğayı talan etmesine karşı İkizdere'den Akbelen'e süren çevre mücadelelerinde de kadınlar ön saflarda yer alarak yaşam alanlarına, geleceklerine sahip çıktılar. Ülkenin dört bir yanında kadınlar şiddete, baskılara, eşitsizliklere karşı da yıl boyunca seslerini yükselttiler.
Coğrafyamızda bunlar yaşanırken, dünyanın dört bir yanında ekonomik krizin derinleşmesi, ırkçılığın ve gericiliğin tırmanması sonucu kadınlar üzerindeki baskı, şiddet ve eşitsizlik de artmaya devam etti. Buna rağmen kadınlar Latin Amerika'da kadın yönelik şiddete, Amerika'da kürtaj yasağına, Macaristan'da gerici Anayasaya, Afganistan'da vahşi Taliban rejimine, İsviçre'de kadın erkek eşitsizliğine ve daha pek çok ülkede haklarının gasp edilmesine karşı mücadeleyi yükselttiler. Bu toplamda 2022 yılına damga vuran, tüm dünya emekçilerine, kadınlarına ilham veren olay ise 3 ayı aşkındır İran'da devam eden direniş oldu. Başörtüsü kurallarına uymadığı gerekçesiyle Mahsa (Jina) Amini isimli genç bir kürt kadının uğradığı şiddet sonucu yaşamını yitirmesinin ardından kadınlar tarafından başlatılan eylemler, tüm İran'a yayıldı. Eylemler on yıllardır molla rejimine karşı biriken toplumsal hoşnutsuzları tetikledi. 350'yi aşkın insanın yaşamını yitirmesine, 2 kişinin idam edilmesine, on binlerce kişinin gözaltına alınmasına rağmen İran'da kadınların ve emekçi halkın mücadelesi sürüyor. *** Emperyalist kapitalist devletler 2023 yılında da dünya halklarına dönük savaş ve saldırganlık politikalarını sürdürecek. AKP-MHP iktidarı ise tepeden tırnağa çürümüş saray rejimini ayakta tutabilmek için baskı ve zorbalığı daha da tırmanmaya hazırlanıyor. Emperyalist kapitalizmin döne döne yarattığı karanlığa rağmen, başta İran olmak üzere dünyanın dört bir yanında direnen, mücadele eden, boyun eğmeyen kadınlar da eşit ve özgür bir dünya kurma umudunu büyütmeye devam edecekler.