“İzmir Barosu yargılanamaz, ‘nefrete inat yaşasın hayat’ diyoruz!”
2020’de Diyanet’in nefret hutbesine tepki gösteren İzmir Barosu’nun yönetim kurulu üyeleri hakkında açılan davanın ilk duruşması; hutbenin yıldönümünde, 24 Nisan’da görülecek.
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın LGBTİ+’ları ve HIV’le yaşayanları hedef gösteren 2020 tarihli nefret hutbesini eleştiren İzmir Barosu başkan ve yönetim kuruluna açılan davanın ilk duruşması; hutbenin yıldönümünde, 24 Nisan’da (2023) İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde görülecek.
Baronun o dönemki başkanı ve yönetim kurulu üyeleri hakkında hazırlanan iddianamede baro başkanı Av. Özkan Yücel ve on yönetim kurulu üyesinin "dini değerleri alenen aşağılama" iddiasıyla cezalandırılmaları istenmişti.
“İzmir Barosu yargılanamaz, ‘nefrete inat yaşasın hayat’ diyoruz!”
İzmir Barosu; tüm meslektaşlarını ve dostlarını, ifade özgürlüğünü savunmak üzere duruşmaya çağırdı:
“2018-2021 dönemi İzmir Barosu Başkanı ve 10 Yönetim Kurulu üyesi; Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın cuma hutbesinde okuduğu özel hayata, farklı yaşam tercihlerine ve LGBTIQ+ bireylere yönelik ayrımcı vaaza karşı resmi internet sitesinden yaptıkları açıklama yüzünden dini değerleri aşağılama suçu nedeniyle yargılanacaktır.
İzmir Barosu önceki dönem Başkanı ve Yönetim Kurulu üyeleri ‘…Nefret söylemleri, temelinde insan hak ve özgürlükleri ile tarihsel kazanımları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Asıl mücadele edilmesi gereken bu ayrımcı ve nefret dolu anlayıştır. Nefret söylemlerine karşı yaptırımlar getirmenin ve bu ifadelerin engellenmesi gereklidir. Cinsel yönelime dayalı ayrımcılık da ırka, renge ve kökene dayalı ayrımcılık kadar ciddi bir sorundur… Bu açıklamaların yeni nefret suçları yaratma potansiyeli nedeniyle haklı bir endişe içerisindeyiz. Taraf olduğumuz Uluslararası Sözleşmeler ve kanunlarımız ışığında nefret söylemlerinin cezasız kalmaması gerektiğine inanıyor, Diyanet İşleri Başkanını yaptığı ayrımcı ve nefret içeren konuşması sebebiyle kınıyoruz. Bir kez daha nefrete inat yaşamı savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.’ açıklaması nedeniyle yargılanmaktadır.
Bizler, bugün hala aynı yerde, her türlü ayrımcılığa karşı çıkmaya devam ediyoruz. Korkmuyoruz, güce boyun eğmiyoruz! Yine, bir kez daha ‘nefrete inat, yaşasın hayat’ diyoruz!
İlk duruşmamız İzmir 1. Ağır Ceza Mahkemesinde, 24 Nisan 2023 Pazartesi günü, saat 09.30’da!
Tüm meslektaşlarımızı ve dostlarımızı ifade özgürlüğünü savunmak üzere yanımızda olmaya davet ediyoruz.”
TIKLAYIN - Eski yönetim kurulu üyelerinden Av. Mehmet Baran Selanik, tüm süreci KaosGL.org’a değerlendirdi.
Ne olmuştu?
Diyanet İşleri Başkanlığı’nın 24 Nisan 2020 tarihli merkezi Cuma hutbesinde hedef LGBTİ+’lar ve HIV’le yaşayanlardı. Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, “Ramazan: Sabır ve İrade Eğitimi” başlıklı hutbesinde nefret ve ayrımcılık saçtı. Hutbede eşcinseller ve HIV’le yaşayanlar şu ifadelerle hedef gösterildi:
“Ey insanlar! İslam zinayı en büyük haramlardan kabul ediyor. Lûtîliği, Eşcinselliği lanetliyor. Nedir bunun hikmeti. Hastalıkları beraberinde getirmesi ve nesli çürütmesidir, bunun hikmeti. Yılda yüzbinlerce insan gayri meşru ve nikahsız hayatın İslamî literatürdeki ismi zina olan bu büyük haramın sebep olduğu HIV virüsüne maruz kalıyor. Geliniz bu tür kötülüklerden insanları korumak için birlikte mücadele edelim.”
İzmir Barosu Başkanlığı, Diyanet’in LGBTİ+’ları ve HIV’le yaşayanları hedef gösteren Cuma hutbesine ilişkin açıklama yayınladı. Baro, “Diyanet İşleri Başkanını yaptığı ayrımcı ve nefret içerikli konuşması sebebiyle kınıyoruz” dedi.
Açıklamanın tam metni şöyleydi:
“Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş’ın 24 Nisan 2020 tarihindeki cuma hutbesindeki LGBTİ+’lara, resmi evlilik niteliği taşımayan bazı ilişki pratiklerine ve HIV’le yaşayan kişilere yönelik açıklamalarından haberdar olmuş bulunmaktayız.
“Nefret söylemleri, temelinde insan hak ve özgürlükleri ile tarihsel kazanımları ortadan kaldırmayı amaçlamaktadır. Asıl mücadele edilmesi gereken bu ayrımcı ve nefret dolu anlayıştır. Nefret söylemlerine karşı yaptırımlar getirmek ve bu ifadelerin engellenmesinin gereklidir. Cinsel yönelime dayalı ayrımcılık ırka, renge ve kökene dayalı ayrımcılık kadar ciddi bir sorundur. Dünyanın ırk ayrımcılığı konusundaki utanç verici deneyimleri, tarihsel bağlam ile birlikte düşünüldüğünde bu tespitin ne kadar önemli olduğu ortadadır.
“Ne yazık ki ülkemizdeki benzer nefret söylemleri bununla sınırlı değildir. Bu açıklamaların yeni nefret suçları yaratma potansiyeli nedeniyle haklı bir endişe içerisindeyiz. Taraf olduğumuz uluslararası sözleşmeler ve kanunlarımız ışığında nefret söylemlerinin cezasız kalmaması gerektiğine inanıyor, Diyanet İşleri Başkanını yaptığı ayrımcı ve nefret içerikli konuşması sebebiyle kınıyoruz. Bir kez daha nefrete inat yaşamı savunmaya devam edeceğimizi kamuoyuna saygıyla bildiriyoruz.”
https://kaosgl.org/haber/izmir-barosu-yargilanamaz-nefrete-inat-yasasin-hayat-diyoruz