“Kutsal ile bir yalan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz”

Mersin Kadın Platformu, "Kutsal ile bir yalan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz" diyerek 8 Mart için yapılacak eyleme çağrı yaptı.

Mersin Kadın Platformu: "Kutsal ile bir yalan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz" 17 Şubat 2024 19:33 Mersin Kadın Platformu, "Kutsal ile bir yalan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz" diyerek 8 Mart için yapılacak eyleme çağrı yaptı. Fotoğraf: Yüsra Batıhan Mersin Kadın Platformu, bugün (17 Şubat) saat 17.00'de Özgecan Aslan Barış Meydanı'nda bir araya gelerek "Kutsal ile bir yalan, hayatlarımızdan vazgeçmiyoruz" dedi. Eylemde 8 Mart'a çağrı yapan kadınlar bir basın açıklaması yaptı. Açıklamada şunlar söylendi: Koruyucu, önleyici politikaları uygulamak yerine kazanılmış haklarımıza saldırarak bizleri şiddet dolu ailelere hapsetmeye çalışanlara, 6284'e, medeni kanuna saldıranlara, nafaka hakkımıza göz dikenlere karşı sokaktayız. 8 Mart'a giderken "hayatlarımız ailenize sığmaz" demek için sokaktayız. Kazanılmış haklarımız tartışmaya açıldıkça hayatlarımızdaki erkek şiddeti de çığ gibi büyüyor. Erkekler tarafından her gün kadınlar katlediliyor. Kadınlar en çok koca, eski koca, sevgili, eski sevgili, abi, baba, hatta oğulları tarafından öldürülüyor. Kutsal ailenizi değil hayatlarımızı istiyoruz. Ölmek değil yaşamak istiyoruz! Medeni Yasanın yeniden tartışmaya açılması, kadınların yıllarca mücadeleleri sonucu kazandıkları haklarına, özgürlüklerine bir saldırıdır. Medeni yasa eşitlikçi aile yapısının, eşit yurttaşlığın laik yaşam tarzının, toplumsal barışın güvencesidir. Medeni Yasada yapılacak değişiklikler ile başta kadınlar ve çocuklar olmak üzere toplumun bütün kesimlerinin anayasal güvencesi ortadan kalkacaktır. Kadınların lehine düzenlemeler yapıyoruz diyerek anayasal haklarımızı yok etmeye çalışan iktidara izin vermeyeceğiz! Aklınızdan bile geçirmeyin. Kadınların, çocukların, LGBTİ+'ların haklarını ve özgürlüklerini ihlal eden, Anayasaya aykırı bir şekilde İstanbul Sözleşmesi'nden çekilerek kadınların en temel haklarını yok sayanların Kadınların, çocukların, LGBTİ+'ların lehine bir anayasa değişikliği yapmayacağı ortadadır. Uyuşturucu tacirleri, kadın katilleri, çocuk istismarcıları infaz yasası adı altında affedilirken, öğrenciler, gazeteciler seçilmiş milletvekilleri belediye başkanları, siyasetçiler yıllarca cezaevlerinde tutulurken bunu yaratan AKP iktidarının asıl niyetinin hakların ve hukuk güvencesinin ortadan kaldırılması olduğu aşikardır. Anayasa'nın 10. Maddesi ile ''herkes kanun önünde eşittir'' ve ''devletin bütün işlemlerinde eşitlik ilkesine uygun olarak hareket etmek zorunda olduğu'' garanti altına alınmış olmasına rağmen Anayasa'da yapılması teklif edilen değişiklikler Anayasa'nın eşitlik, laiklik ve insan haklarına saygılı demokratik, sosyal, hukuk devleti olma ilkeleriyle temelden çelişmektedir. Değişiklik önerisinin bir tanesi Anayasanın "Ailenin korunması ve çocuk hakları" başlıklı 41'inci maddesine yöneliktir. Değişiklik ile maddeye "evlilik birliğinin ancak kadın ile erkeğin evlenmesi ile kurulabileceği" ifadesinin eklenmesi önerilmektedir. 41'inci maddeye getirilmek istenen değişiklik gerek Anayasaya gerekse Türkiye'nin taraf olduğu uluslararası insan hakları sözleşmelerine açıkça aykırı ve ayrımcıdır; insan onuruna ve çoğulcu demokrasiye saldırı niteliğindedir Anayasa'nın 41'inci maddesinin değişiklik gerekçesinde ifade edilen "sapkın akım" ifadesi, LGBTİ+'ların Anayasanın Madde 10 kapsamında eşitlik ilkesine aykırı olarak, anayasal güvencelerini ortadan kaldıracaktır. Nefret söylemleri ile açıkça hedef haline geleceklerdir. Başta Medeni Kanun ve Ceza Kanunu olmak üzere mevzuatta ayrımcı ve insan haklarına temelden aykırı bazı değişikliklerin önünü açacak ve son derece tehlikeli sonuçlar doğuracaktır. Kravat taktığı için ceza indirimi uygulayan, cinsiyet eşitliğine karşı her fırsatta her kademeden cinsiyetçi söylemler geliştiren, İstanbul Sözleşmesinden çıkmakta hiç bir beis görmeyen 6284'ü etkin uygulamayan AKP iktidarı şimdi de gençlere evlilik fonu desteği ile kutsal aile masalı anlatıyor. Fona başvuru şartının 18-29 yaş aralığında olması da iktidarın niyetini çok iyi ortaya koyuyor. Genç yaşta evlilikleri özendirip, kadınları aileye kapatmak. Deprem bölgesinde 1 sene geçmesine rağmen hala barınma sorunu, gıda, temiz su gibi en temel ihtiyaçlar karşılanmamışken iktidar müjde veriyor "deprem bölgesinde evlenmek isteyen gençlerimize maddi destek" diyerek! Evet aile ve gençlik fonunu devlet ilk olarak deprem bölgelerinde uygulamaya koyuyor. Ayrıca bu fonun bir diğer trajik yanı ise gelirinin bir kısmının maden kaynaklarından gelmesidir. Maden kaynakları derken de Erzincan İliç'te gördük madenciliği. Bu iktidar, bu düzen her gün kadınları, işçileri öldürüyor, doğayı katlediyor, gelir adaletsizliği, yoksulluk ve eşitsizlik derinleştiriliyor. İktidar LGBTİ+ düşmanlığı üzerinden Medeni Kanunu hedefine koyarak Anayasa değişikliği planları yapıyor. Nafaka hakkımızı tartışmaya açarak bizleri kendi kafasında yaratığı ''kutsal aile''ye hapsetmeye çalışıyor. Bizi hapsetmeye çalıştığı ailede şiddete uğruyoruz, öldürülüyoruz, emeğimiz sömürülüyor. Yoksullaşıyoruz. Dini referanslarla hayatımız kuşatılıyor, erkek şiddeti meşrulastırılıyor. Bize dayattığınız aileyi değil hayatı istiyoruz. Ülkede adalet, eşitlik, özgürlük, huzur ve barış isteyen, haklara saygılı, şiddetsiz ve demokratik bir yaşamdan yana olan herkesi Anayasa'nın eşitlik ve laiklik ilkelerine aykırı ve ayrımcı Anayasa değişikliği teklifine karşı durmaya mücadeleyi yükseltmeye çağırıyoruz. Susmuyoruz korkmuyoruz itaat etmiyoruz! 8 Mart'ta sokakları isyanımızla kuşatıyoruz! 

https://sendika.org/2024/02/mersin-kadin-platformu-kutsal-ile-bir-yalan-hayatlarimizdan-vazgecmiyoruz-701036