LGBTİ+ ölümlerinde hızlı artış
LGBTİ+ hareketi, son dönemde art arda gelen intihar ve ölüm haberleriyle sarsıldı.
LGBTİ+ ölümleri dışlama politikalarıyla doğrudan ilişkili, siyasi bir mesele olduğu hâlde, hareketin parçası olan kişilerin intiharları ve çoğunlukla hizmetlere erişim engellerinden kaynaklanan ölümleri hakkında kamusal alanda konuşmak gün geçtikçe zorlaşıyor. Sosyal Politika, Cinsiyet Kimliği ve Cinsel Yönelim Çalışmaları Derneği'nde (SPoD) psikolog olarak çalışan Doğukan Kocabaş ve geçen hafta henüz 30 yaşındayken hayatına son veren sanatçı Boğaç'ın arkadaşı E.Ç., artan LGBTİ+ ölümlerine, intiharların 'münferit vakalar' gibi sunulmasına ve üstünün kapatılmasına, bu konuda ne gibi adımlar atılabileceğine dair sorularımızı yanıtladı. SPoD'da pozisyonunuz gereği de son aylarda LGBTİ+ ölümlerinin artışını takip ettiğinizden eminim. Buna dair yorumunuzu paylaşır mısınız? Bu görüşü belirtirken, bir LGBTİ+ derneğinde çalışan psikolog olmanın verdiği uzmanlık konumunun avantajını kullanarak, bu konumu problematize etmek isteği içerisindeyim. LGBTİ+ intiharlarını bir uzmanlığın konusu olarak sıkıştırıvermek tam da bu intiharlarla nedensellik bağını tartışabileceğimiz neoliberal bağlamın bir parçası gibi durmakta. Farklı bir ifadeyle, LGBTİ+ intiharlarını açıklamak için acelece ortaya atılan bireyselleştirici açıklamaların ve bu açıklamaların psikomedikal çerçevesi konunun 'özünü' tartışmamıza engel oluyor. Tabii şunu da belirtmek gerekir ki intiharın psikomedikal açıklamalarının yetersizliğini eleştirmek, intiharın psikolojik ve medikal müdahalelerini değersizleştirmek anlamına gelmiyor. Kısaca özetlemek gerekirse LGBTİ+ intiharları belli bir ekonomik, politik ve kültürel bağlam içerisinde gerçekleşmekte ve bu intiharları anlamak için toplumsal olarak üretilegelen toplumsal normlara referans vermek gerekiyor. Bu normlara referans verilirken dikkat edilmesi gereken bir diğer nokta ise LGBTİ+'ları bu toplumsal bağlam karşısında güçsüzleşmiş, bireysel zafiyetlerin etkisine kapılmış ve münferit başarısızlıklardan mustarip özneler olarak tahayyül etmemek. Bu tahayyül her şeyi bireyin sorumluluğuna vakfeden ve yeterince çaba gösterildiği takdirde bireyin bu sorunların üstesinden gelebileceğini salık veren neoliberal özneleşmenin bir yankısı gibi duyulmakta. Dolayısıyla, bu intiharları konuşurken Türkiye'de son dönemde LGBTİ+'ların toplumsal olarak tanık olmaya zorlandıkları gelişmelere de bakmalıyız.
https://www.agos.com.tr/tr/yazi/29765/lgbti-olumlerinde-hizli-artis