Mor Dayanışma Ağı Güçleniyor
Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü olarak anılan 25 Kasım'a günler kala Mor Dayanışma üyesi bayanlar, kahvaltı eşliğinde amaçlarından, fikirlerinden bahsetti.
Düzenlemeyi planladıkları organizasyonları bildirdi. Etkinliğe Azimli Hazırlık Mor dayanışma üyeleri birbirlerini sonuna dek desteklediklerini, kadınların hem fiziki psikolojik hem sosyal hem de ekonomik haklarının, özgürlüklerinin güvence altına alınmasını istediklerini belirtti. 25 Kasım'da alanda olacaklarını bu evrensel günü layığıyla anacaklarını açıkladı.
'Dünyanın En Yoksul Nüfusu Kadınlar' Üye kadınlar açıklamalarını şöyle yaptı: "Elbette ki bu derin uçurumlara gelir geçer tahlillerle açıklayamayız. Ne yalnızca ataerki ne de yalnızca kapitalist dünya düzeni. İç içe geçmiş ve birbirini tarihsel olarak da besleyen bu iki düzen bir olunca ortaya yoksulluğu da eşitsizliği de doğrudan etkileyen geniş çatlaklar çıkıveriyor. Bu çatlakları, rakamsal verilerle açıklamak belki daha somutlayıcı olacaktır. Yoksullaştıkça kadınların yükleri hem özel hem de kamusal alanda gittikçe artıyor. Türkiye'de yetişkin bir erkek, ev içinde yapılması gereken işlere günde ortalama 51 dakika harcarken bir kadın aynı işlere günde ortalama 4 saat 17 dakika harcıyor. Yani erkeklerin 5 katı kadar zaman ayırıyor." 'Kadınlar Ekonomik Olarak Zayıf' Konuşmacılar sözlerine şöyle devam etti: "Kadınlar iş gücü piyasasında ücretli çalışmaya günde ortalama 1 saat 9 dakika, erkekler ise günde ortalama 3 saat 58 dakika ayırıyor. Elbette ki bakım hizmetlerinin kamulaştırılmaması, birçok kadının çocuk bakmaya ve hane içinde yaşayanların bakımını üstlenmeye mecbur bırakıyor. Bu yüzden kadınlar evi geçindiren eşine, babasına, abisine ev içindeki herhangi bir erkeğe ekonomik olarak bağlı kalıyor."
İran Mücadele Ediyor Evrensel bir direniş sergilendiğini vurgulayan üyeler, şu hatırlatmalarda bulundu: "16 Eylül'de Mahsa Amini'nin hijap kurallarına uymadığı gerekçesiyle ahlak polisleri tarafından gözaltında vahşice katledilmesinden sonra kadınlar, İran'ın onlarca eyaletinde molla rejimine, zorunlu hijaba, yasakçı, cinsiyetçi şeriat düzene karşı sokaklara çıktılar. Günlerdir devam eden kadınların isyanı üniversitelere, liselere ulaşırken isyan dalgası sokak sokak yayılıyor. Eylemlerin en ön saflarında olan genç kadınlar, başka bir devrin kapısını açıyorlar. Özellikle 16 yaşında tecavüze maruz bırakılıp işkence edilerek katledilen lise öğrencisi Nika Shakarami ve Sarina Esmailzadeh'ten sonra liselerde başörtülerini çıkarıp okul müdürlerinin üzerine yürüyen sınıflardaki molla görsellerini yere atıp diktatöre ölüm sloganları atan ve dövüleceğini, tutuklanacağını bilmesine rağmen başörtüsü kullanmadan sokaklarda yürüyen genç kadınları görüyoruz." Tarihsel Günün Önemi O günün manasını aktaran kolektif üyeleri, şu beyanlara yer verdi: "25 Kasım 1960 Mirabel kız kardeşlerin Dominik diktatörü Trujillo diktatörlüğü tarafından tecavüze uğrayıp katledildiği tarih. Bu tarih, yıllar sonra kadınlar tarafından Şiddetle Mücadele Günü ilan edildi. Aradan geçen 62 yıl boyunca biz kadınlar, erkek şiddetine karşı mücadele eden Patria, Maria, Minerva, Mirabel kızkardeşleri unutmadık. Bugünkü yaşam mücadelemizde 'kelebeklerin' anısı yaşıyor hala. 25 Kasım'a giderken başımızı çevirip nefes aldığımız her yerin, bir şiddet sarmalı olduğu gerçeğiyle karşı karşıyayız. Evlerde babadan, eşten, abiden, psikolojik, ekonomik, cinsel ve fiziksel şiddet görüyoruz. Sokakta tanıdığımız, tanımadığımız erkekler tarafından şiddet görüyoruz.
Haklarımızı, hayatımızı savunduğumuz anlarda erkek şiddetine maruz bırakılıyoruz." Direnmeye Çağrı Katılımcılara organizasyon için çağrı yapıldı. Sloganda şu ifadeler bulundu: "Biz kadınlar, akıntıya karşı bir olup umudun dalgasına kapıldık ve o dalgayı büyütmeye devam ediyoruz. Evde, işte, okulda, atölyede, fabrikada, sokakta,. nefes aldığımız her yerde birbirimizin sesi olduk. Dominik'ten Şili'ye, Türkiye'den İran'a, gücümüze güç katmaya devam ettik. Bu karanlık tablo karşısında, düşlerini kurduğumuz o özgür dünyayı inşa edene kadar da asla pes etmeyeceğiz. Birbirimizin yurdu olmaya devam edip 25 Kasım'da dünyanın dört bir yanında erkek şiddetine karşı sokaklarda olacağız. Sen de gel! İnancımız, kimliğimizle ilgili ayrımcı politikalara maruz bırakılmadığımız, kadın şiddeti ve cinayeti adına önleyici mekanizmaların kurulduğu, temel hak ve hürriyetimizin kısıtlanmadığı ve garantiye alındığı bir dünya için, Mahsa Amini için İran'da ve tüm dünyada yeni bir devlet kapısını açan kadınlar için tüm coşkumuz ve isyanımızla 25 Kasım'da alanlardayız!"