Okullara İmam Atamalarına Tepki
ÇEDES ile “manevi danışman” adı altında okullara imam atanmasına karşı çıkan kadınlar, ‘Sünni-İslamcı’ tek tip bir eğitimin dayatıldığını belirterek buna karşı toplumsal tepkinin gösterilmesi gerektiğini söyledi.
Milli Eğitim Bakanlığı (MEB) ve Diyanet İşleri Başkanlığı arasında imzalanan “Çevreme Duyarlıyım Değerlerime Sahip Çıkıyorum” (ÇEDES) protokolü ile okullara “manevi danışman” olarak imamların görevlendirilme kararı alındı. Protokole karşı dava açıldı ancak Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı yapılan suç duyurusu dilekçesinin “işleme konulmamasına” karar verdi. ÇEDES ile ilgili tepkiler devam ederken Kırklareli İl Milli Eğitim Müdürlüğü’nden kaymakamlıklara gönderilen yazıyla 158 okula manevi danışman adı altında imam atandı.
İzmir’de yaşayan eğitimci, veli, öğrenci toplumun her kesiminden kadınlar iktidarın eğitim politikalarındaki bu yeni uygulamalara ilişkin değerlendirmelerde bulundu.
‘Çocuklar İmam Hatip okullarına özendiriliyor’
İzmir’de ÇEDES uygulamalarına ve Harmandalı’nda çocuklarının gittiği okuldaki dini dayatmalara tepki gösteren velilerden Dilek Yıldırım, ilköğretim 4’üncü sınıf öğrencilerinin sınav esnasında dersten çıkarılarak okul tanıtımı adı altında çocuklara pedagojik olmayan videolar izletildiğini belirtti. İzletilen videoda Arapça yazılar eşliğinde kuran okuyan öğrencilerin yer aldığı, cennet ve cehennem kavramlarının anlatıldığını belirten Dilek, çocuklara imam hatip okuluna giderlerse ayrıcalık tanınacağının söylendiğini ifade etti. Dilek, “Çocuklar korkup annelerine anlatıyor ve ‘okula gitmeyeceğim’ diyorlar. ÇEDES de bu olaydan sonra ortaya çıktı. Biz eylem yaptık. Müdür sonradan bizi davet etti, istemiyorsanız bununla ilgili yazı iletirim dedi” şeklinde konuştu.
‘Alevilerin yaşadığı yerler pilot bölge seçiliyor’
Özellikle Alevilerin yoğun yaşadığı bölgelerin pilot bölge seçildiğini ifade eden Dilek, “Zaten din dersi var okulda. Bizden izinsiz okuldan alıp camide namaz kıldırıyorlar. Biz istemiyoruz. Bizim insanlarımızı asimile etmek istiyorlar. Din dersi saatinde okuldayım ve bunun karşısında duracağım” şeklinde ifade etti.
‘Derslerde nefret örgütleniyor’
Çocukların algılayacak yaşa geldiğinde neye inanacağına karar vermesi gerektiğini dolayısıyla din dersinin zorunlu ders olmaktan çıkarılmasını isteyen Dilek, ‘Sünni-İslam’ anlayışına göre anlatılan bu derslerde nefretin örgütlendiğini dile getirdi. Dilek, “Öğrencilere seçim hakkı verilmiyor. Çocuklar arasında ayrıştırma yaşanıyor, Alevi öğrencilerle kavga edilen durumlar oluyor. Herkes düşüncesinde özgür olmalı, farklılıklar korunmalı. Ben kendi inancımı dayatamam. Ne Aleviliği ne Sünniliği öğretin ya da tarafsız öğretin” şeklinde konuştu. Toplumun tüm kesimlerine dayanışma çağrısında bulunan Dilek, özellikle eğitim emekçilerinin ve velilerin ses çıkarması gerektiğini vurguladı.
‘1980 darbesi sonrasında sorgulamayan toplum inşası’
Laikliğe karşı bir saldırı niteliğindeki bu uygulamalara muhalif kesimlerin duyarsız kaldığını kaydeden Öğrenci Veli Derneği kurucularından Gülsen Candemir, eğitimdeki gidişatın sağlıksız bir toplum ürettiğini sözlerine ekledi. 1980 darbesinden sonra eğitim politikalarının sorgulamayan toplum üretmek amacını taşıdığına işaret eden Gülsen, “80 darbesinden sonra eğitimde açılan gedikler zorunlu din dersleri, seçmeli din dersleri, cihat derslerine kadar varmış durumda. Tarikatların içinden gelmiş 21 yıllık AKP iktidarının amacı bu tarikatların anlayışına uygun ülkeyi, eğitim sistemindeki köklü değişikliklerle var etmeye çalışıyor. Bu tarikatların yaşamlarına uygun ülke yaratmak, bu da eğitim sistemi ile olabilir. Sorgulamayan toplum iktidarın yapmak istediklerinin önündeki engelleri kaldıran şeye dönüşüyor” dedi.
‘İmam Hatipler boş, AKP’nin dindar nesil projesi tutmadı’
Devlet okulları 50-60 kişilik sınıflarda ders görürken İmam hatip okullarının boş olduğunu, camilere genç ve orta yaşlıların gitmediğini söyleyen Gülsen, “Çocuklara dini eğitimi adı altında, gitmedikleri okullardaki eğitimi vermek adına camilerin görevlendirilmesi, AKP’nin yapmak istediği kindar ve dindar nesil projesinin de tutmadığının kanıtıdır” sözlerine yer verdi
‘443 bin öğrenci okulu bıraktı, kız çocukları okuldan uzaklaşıyor’
AKP’nin 4+4+4 projesinin hem örgün eğitimden uzaklaşmayı hem de dindarlaşmayı getirdiğini ifade eden Gülsen, bakanlığın verilerine göre 2022-2023 eğitim öğretim yılında devamsızlıklar hariç 443 bin öğrencinin okulu bıraktığını, 2 milyon 15 bin öğrencinin ise açık liseye kaydolduğunu belirtti. Bu rakamlar içinde cinsiyete göre bir değerlendirme bulunmadığına da dikkat çeken Gülsen, “Eğitimciler kız çocuklarının daha fazla olduğunu söylüyor. Erken yaşta evlendirmek için, ya ev işlerine katılması için okuldan uzaklaştırılıyor. 20 yılda 20 bin köy okulu kapatıldı. 120 bin öğretmen okullara atanmak için bekliyor. Aslında laik eğitimden uzaklaşmasının sonuçlarını görüyoruz. Eğitim ihtiyaçlardan uzaklaştıkça okuldan verim alma, okulda mutlu olma azalıyor. Bu rakamlar tesadüf değil” şeklinde konuştu.
‘Veliler bakanlığa dilekçe verebilir’
Manevi danışman diye atanan din görevlilerinin çocukların hayattan beklentilerinin uzağında olduğunu, oysa kendini sürekli geliştiren, çocuklarla sürekli zaman geçiren rehber öğretmenin vereceği danışmanlıkla kıyaslanamayacağına dikkat çeken Gülsen şu sözleri kullandı: “90 milyona doğru giden ülke nüfusunda sadece bizim mücadelemiz yetmiyor. Diğer velilerin de çocukların da istemediği şeylere katılmaması gerekiyor. Anayasa’da Mili Eğitim Bakanlığı’na verilmiş eğitim öğretim faaliyetlerinin eğitimle ilgisi olmayan Diyanet İşleri Başkanlığı görevlilerinin yapmasına veliler itiraz edebilir. ‘Ben çocuğumun pedagojik eğitim almayan milli eğitim müfredatından geçmemiş kişinin derslerine katılmasını istemiyorum’ diye dilekçe verebilir. Ben bir şey yapamam demesinler, bir dilekçe bile çok şey.”
‘Velilerin uygulamalardan haberdar edilmiyor’
Veliler olarak endişeli olduklarını paylaşan Gülsen, “Çocuklarımız her gün bizden uzaklaşıyor. Veli örgütlenmesi çok önemli sınıf anneleri var. Bu tür uygulamalardan velileri haberdar edebilir. Çocuklar söylemese kimsenin haberi olmuyor. Okulları çocukları sahipsiz bırakmamak gerekiyor” diye kaydetti.
https://www.igdirdogusgazetesi.com/haber/7091/17/okullara-imam-atamalarina-tepki