a
admin

admin

27 Ağustos 2024 Salı

DİĞER YAZARLARIMIZ

Hasta çocukları için 5 yaşındaki kızlarını evlendirdiler

Hasta çocukları için 5 yaşındaki kızlarını evlendirdiler
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Afganistan;ın batısındaki Herat kenti yakınlarında bulunan Şakrak e Sabz mülteci kampında yaşayan Nazenin;in annesi “Oğlumun acısı katlanılmazdı. Yüzüne baktığımda, parayı almam gerektiğini düşündüm. Nazenin;in babası isteksizdi ama onu kızımız karşılığında parayı alması için ikna ettim” diyor. Nazenin;in anne ve babasının üçü kız, dördü erkek yedi çocukları var. Hiç okula gitmemişler ve okuma yazma bilmiyorlar. Paraları ve işleri yok. BBC Dünya Servisi;nden İnayetulhak Yasini, anne ve babayla kızlarını satma kararlarını konuştu. Pişmanlık Nazenin;in babası “Oğlumuz dört yaşından bu yana epilepsi hastasıydı ve tedavisine verecek paramız yoktu” diyor. Aile, oğullarını kurtarmak için çaresiz kalınca, kızlarını satmaya karar verdi. Anne “Parayı aldım ve en büyük çocuğum Nazenin;i evlendirmeyi kabul ettim. Parayı oğlumun tedavisi için kullandım. Ama oğlum iyileşmedi, kızımı da elimde tutamadım” diyor. Baba ise araya girip “Birisi küçük çocuğunu satarsa, elbette pişmanlık olur. Ben de pişmanım ama bir faydası yok” diye konuşuyor. Çocuk yaşta evlilikler Afganistan;da yasal evlilik yaşı kızlarda 16, erkeklerde ise 18. Ancak birçoğu daha ufak yaşta evleniyor. 2018;teki bir UNICEF raporuna göre, Afgan kızların yüzde 35;i 18 yaşına gelmeden, yüzde 9;u da 15 yaşından önce evlendiriliyor. Genç kızların yüzde 76;sının 18 yaşına gelmeden evlendirildiği Nijer ise bu alanda en kötü ülke. Rapora göre, son yıllarda önemli bir ekonomik ilerleme kaydeden Bangladeş;te ise bu oran yüzde 56. ;Başlık parası; Afganistan on yıllardır süren bir savaşın pençesinde ve yakın geçmişte büyük bir kuraklık da yaşadı. Bu nedenle birçok aile herhangi bir iş yapamaz hale geldi ve büyük bir sefalet yaşamaya başladı. Nazenin;in annesi “Bizim aşiret geleneklerimizde, çocuklarımız çok küçükken bile bir evlilik anlaşması yapmak tabu değil. Ancak çoğu, sadece kızlar 18 yaşına geldiğinde evlenir” diyor. İslam hukukuna göre, evlilik anlaşması yapıldığında damat tarafı bir hediye, çoğunlukla da para vermek zorunda. Buna mehir deniyor ve kıza ait oluyor. Ancak mehire ek olarak, gelinin babası ya da en büyük ağabeyi de, damadın ailesinden düğünden önce “başlık parası” isteyebiliyor. Afganistan Analistler Birliği;nden araştırmacı Faysal Muzhari;ye göre başlık parası bir Afgan geleneği ve İslam hukukunda yeri yok. İstenen para, ailenin statüsü, gelinin güzelliği, yaşı ve eğitimi gibi farklı faktörlere göre değişiyor. Birkaç yüz dolardan, 100 bin dolara kadar çıkabiliyor. Kişi başına düşen milli gelirin 600 dolardan az olduğu bir ülkede, başlık parası bazı aileler için çok büyük bir öneme sahip olabiliyor. Kuraklık Nazenin;in ailesi, geçen yıl Afganistan;ın büyük kısmına hakim olan kuraklıktan etkilendi. Baba, “Tarlalarda çalışıyorduk. Birkaç hayvanımız da vardı. Ama her şeyi bırakmak zorunda kaldık” diyor. Hayvanları susuzluktan öldü ve aile kuzeybatı Afganistan;daki Badghis bölgesinde bulunan köylerini terk etti ve Herat yakınlarındaki kampa yerleşti. BM;ye göre Afganistan;ın batısında 275 bin kişi, kuraklık nedeniyle evlerinden oldu. Birçok yerel ve uluslararası yardım kuruluşu bölgede faal, ancak Nazenin;in babası hala önemli bir yardım alamadıklarını söylüyor. Borç batağına saplanan anne ve babanın henüz 10 yaşına girmemiş diğer iki kızının da geleceği belirsiz. Nazenin;in babası, “Sefaletim devam ederse ve diğer iki kızım için de para verecek birilerini bulursam, aynısını yaparım. Alacaklılarım günde iki üç kez arayıp, para istiyor. Kızlarım şu anda sahip olduğum tek varlık” diyor. 

https://yeniyemen.net/tr/p-200535

Devamını Oku

Roblox İçin Karar Mahkemede

Roblox İçin Karar Mahkemede
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Mahkeme kararıyla erişime engellenen popüler oyun platformu Roblox hakkında merakla beklenen açıklama, TBMM Dijital Mecralar Komisyonu Başkanı Hüseyin Yayman’dan geldi. Yayman, “Roblox’la ilgili Adana’da bir mahkemede yargıçlar karar verdi ve bu karar, şu anda yürürlükte” diyerek platformun geleceği hakkında önemli bilgiler verdi. AKP’li Yayman’dan Roblox Açıklaması: “Mahkeme Kararını Bekliyoruz!” Yayman, yaptığı açıklamada dijital bağımlılığın gençler üzerindeki etkilerini vurgulayarak, bu konunun yalnızca Türkiye’de değil, dünya genelinde büyük bir tartışma konusu olduğunu belirtti. Özellikle Amerika’da yaşanan okul baskınlarında öğrencilerin oyun platformlarındaki karakterleri taklit ederek şiddet eylemlerine yöneldiklerini hatırlatan Yayman, Türkiye’de de benzer olayların yaşandığını ve bunun ciddi bir tehdit oluşturduğunu söyledi. Eskişehir’de yaşanan son olayın bu tehlikenin boyutlarını gözler önüne serdiğini belirten Yayman, “Gençlerimizi korumamız lazım” dedi. Gençlerin sağlıklı bir ruh haline sahip olmalarının ve belirli hobilere yönelmelerinin önemini vurgulayan Yayman, dijital bağımlılıkla mücadele etmek için Milli Eğitim Bakanlığı ile iş birliği yaparak dijital okuryazarlığın okullarda müfredata eklenmesi gerektiğini ifade etti. Bu konuda TBMM’de uzmanlarla yapılacak çalışmaların, dijital dünyada farkındalık oluşturmak adına büyük önem taşıdığını belirtti. Yayman, dijital dünyanın sunduğu fırsatlar kadar içerdiği tehditlere de dikkat çekti. Özellikle LGBTİ+ içeriklerinin özendirilmesi ve pedofili gibi tehlikelerin dijital platformlarda yer almasının kabul edilemez olduğunu vurgulayan Yayman, bu tür içeriklerin önüne geçilmesi gerektiğini belirtti. Ayrıca, küresel şirketlerin Türkiye’deki hukuka uygun davranmaları gerektiğini vurgulayan Yayman, dijital platformların toplumu koruma sorumluluğuna dikkat çekti. Roblox’un Geleceği Ne Olacak? Roblox platformunun açılıp açılmayacağı konusuna da değinen Yayman, bu konuda kamuoyunda yanlış bir algı oluştuğunu belirtti. “Roblox’un açılıp kapanması kimsenin elinde değil” diyen Yayman, Türkiye’nin bağımsız bir hukuk devleti olduğunu ve bu tür kararların ancak bağımsız mahkemeler tarafından alınabileceğini söyledi. Adana’da bir mahkemenin Roblox ile ilgili verdiği kararın hala yürürlükte olduğunu belirten Yayman, bu süreçte gençlerin korunmasının ve toplumsal değerlerin savunulmasının öncelik olduğunu ifade etti. Yayman, dijital platformların faydaları kadar zararlarının da olduğunu belirterek, devletin gençleri ve toplumu bu tehlikelere karşı korumak için gerekli tedbirleri alacağını söyledi. “Devletimizi sokakta bulmadık” diyerek dijital platformların Türkiye’deki kurallara uyması gerektiğini vurgulayan Yayman, toplumsal sağlığın korunması adına gerekli adımların atılacağını belirtti.

https://www.asayisgazetesi.com.tr/roblox-icin-karar-mahkemede-yaymandan-onemli-aciklama

Devamını Oku

Boğaziçi Üniversitesi’nde üç kez görevine son verilen akademisyen Can Candan: ‘Üniversite ağır hasarlı’

Boğaziçi Üniversitesi’nde üç kez görevine son verilen akademisyen Can Candan: ‘Üniversite ağır hasarlı’
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Daha önce iki kez görevden alınan ve mahkeme kararlarıyla göreve iade edilen Can Candan’ın üçüncü kez görevden alınmasının üstünden tam 400 gün geçti. Candan, “Sadece Boğaziçi değil tüm Türkiye yıllardır maalesef müthiş bir yönetim krizi içinde sürünüyor. Bu krizde tüm üniversiteler çok ağır zararlar görüyor” dedi.

Boğaziçi Üniversitesi Batı Dilleri ve Edebiyatları Bölümü Öğretim Üyesi Can Candan’ın görevine üç kez son verildi, üç akademik yıl boyunca ders veremedi, öğrencisiz ve maaşsız kaldı. Mücadeleden hiç vazgeçmeyen Candan, açtığı davaları kazandı. Can Candan’la hukuki mücadelesi, üniversitelerin içinde bulunduğu durumu ve Boğaziçi Üniversitesi’nde son yaşanan sansür krizini konuştuk. – Görevinize ne zaman ve ne gerekçeyle son verildi? Üniversite yönetimine karşı açtığınız davaları kazandınız. Görevinize dönebildiniz mi? Temmuz 2021’de kayyum Naci İnci, kadro süremin yenilenmesini engelleyerek görevime son verdi. DAVAYI KAZANDIM – Neden? Boğaziçi’ne Ocak 2021’den bu yana yapılanlara, üniversite özerkliği, akademik özgürlükler ve demokratik işleyişlere karşı saldırılara itirazını çekinmeden ifade eden, bunu dünya âleme anlatmaya çalışan yüzlerce akademisyenden biriydim. Bu ilk görevime son verilmesine karşı açtığım davayı kazandım ve Nisan 2022’de göreve iade edildim. Temmuz 2022’de yine kadro sürem yenilenmedi ve ikinci kez görevime son verildi. Bu sefer iki dava açtım, biri verilen disiplin cezasının iptali, ikincisi de göreve son verme işleminin iptali için. Bu davalar da lehime sonuçlandı ve Haziran 2023’te ikinci kez göreve iade edildim. Temmuz 2023’te önceki tüm mahkeme kararlarına rağmen, üçüncü kez görevime son verildi. Üçüncü kez yapılan bu hukuksuz işlemin iptali için dava açtım. 13 ay geçmesine rağmen henüz mahkemeden bir karar çıkmadı. Üç defa arka arkaya görevime son verilmesi sonucunda tam üç akademik yıl boyunca ders verememiş, üniversitemde, ofisimde, öğrencilerim ve meslektaşlarımla çalışamamış, işe iade edilene kadar maaşsız kalmış ve tüm bu süreçlerin maddi ve manevi yükünü de taşımak zorunda bırakılmış durumdayım. Tüm bunlara rağmen, bir akademisyen olarak özerk, özgür, demokratik üniversiteyi korumakla yükümlü olduğumdan hiçbir şekilde mücadeleden vazgeçmedim. BASKICI SÜRECİN PARÇASI – Hak ihlalleri için mücadele eden bir belgeselci olarak sinema kulübüne yapılan sansür ve tehdidi nasıl değerlendiriyorsunuz? Bu son sansür vakasını da Boğaziçi’nde 2021 başında bu yana devam etmekte olan baskıcı ve sansürcü sürecin bir parçası olarak değerlendirmek gerekir. Boğaziçi direnişinin ilk günlerinden itibaren gökkuşağı bayraklarının, LGBTİ+ öğrencilerin hedefe konması, kulübün kapatılması, LGBTİ+ konuları içeren filmlerin yasaklanması işte bunun bir parçası. OLUMSUZ ETKİLENİYORLAR – Boğaziçi Üniversitesi’nde yaşananlar öğrencileri nasıl etkiliyor sizce? Çok olumsuz şekilde etkiliyorlar. Müthiş emekler sonucunda girdikleri, kendilerini rahat ve güvende hissettikleri, Türkiye’de ücretsiz olarak dünya kalitesinde çağdaş bir öğrenim deneyimleyecekleri biricik üniversiteleri gözlerinin önünde hasar görüyor, yıkılmaya çalışılıyor. Üniversitelerinin özerkliği, akademik özgürlükler, demokratik işleyişler; kişisel hakları ve özgürlükleri ayaklar altına alınıyor. – Boğaziçi Üniversitesi’ni ve genel olarak Türk yükseköğretimini neler bekliyor yakın gelecekte? Hepimizin sonuçlarını çok ağır yaşadığımız, sadece Boğaziçi değil tüm Türkiye maalesef müthiş bir yönetim krizi içinde yıllardır sürünüyor. Bu yönetim krizi içindeyken tüm üniversiteler çok ağır zararlar görüyorlar. Bu süreçte bu otoriter rejim devam ettiği sürece maalesef bir süre daha devam edeceğe benziyor. Anayasamızda açıkça belirtilen özerkliklerinden uzaklaştırılan ve siyasal otoritenin güdümünde olan üniversiteler hasar görmeye Boğaziçi Üniversitesi’nde üç kez görevine son verilen akademisyen Can Candan: Üniversite ağır hasarlı Daha önce iki kez görevden alınan ve mahkeme kararlarıyla göreve iade edilen Can Candan’ın üçüncü kez görevden alınmasının üstünden tam 400 gün geçti. Candan, “Sadece Boğaziçi değil tüm Türkiye yıllardır maalesef müthiş bir yönetim krizi içinde sürünüyor. Bu krizde tüm üniversiteler çok ağır zararlar görüyor” dedi. figen atalay devam edecek, tüm üniversite bileşenlerinin hakları açıkça gasp edilmeye devam edecek, hukuksuzluk ve kamu zararları katlanarak artacak. – Özgür ve demokratik üniversite hayali bir gün gerçekleşecek mi? Tabii ki gerçekleşecek! Tarih bize bunu kanıtlamıyor mu? Elindeki tek gücü kaba kuvvet ve hukuk tanımamak olan, insanların kabul etmediği hangi otoriter rejim ilelebet ayakta kalabildi? Türkiye maalesef şu anda yokuş aşağı son hız gittiği çok zor bir dönemden geçiyor ama her inişin, bir de çıkışı olduğunu tarihten biliyoruz. Boğaziçi Üniversitesi’nin temelinde 1863 yılında kurulan, 1971 yılında bir kamu üniversitesine evrilen bir eğitim kurumu olma, bir özgürlükler vahası olma geleneği ve mücadele ruhu var. 161 yıllık bu kurum bir sürü siyası iktidar gördü, geçirdi. Siyasi iktidarlar geçici, üniversite gibi köklü kurumlar ve savundukları idealleri ise bakidir. SANSÜRE TAVİZ VERMEYECEĞİZ Boğaziçi Üniversitesi Sinema Kulübü Genişletilmiş Yönetim Kurulu üyeleri yaşadıkları sansür krizini şöyle anlattı: “1 Ağustos sabahı saat 09.40’ta üniversite yönetimine bağlı Kültür, Sanat ve Etkinlikler Şube Müdürlüğü kulübümüzün yazmanını arayıp bizi yanına çağırdı. Bir önceki akşam gösterdiğimiz Midsommar filmindeki cinsel içerikli sahnelerden duyulan rahatsızlık arkadaşımıza bağrılarak belirtildi. Filmin ‘toplumsal değerlerimize aykırı olduğu’ ve ‘insanların özgürlük alanını ihlal ettiği’, ‘Buranın bir kamu üniversitesi olduğu’ ve ‘Böyle filmlerin izlenmeyeceği’ söylendi. Tüm etkinliklerimizin iptal edilmesiyle tehdit edildik. Ayrıca sosyal medya hesaplarımızdaki BÜLGBTİA+ ifadesini kaldırmamız emredildi ve aksi takdirde sosyal medya hesaplarımızın kapatılabileceği söylendi. Görüşmeden kısa bir süre sonra bir sonraki gün göstereceğimiz filmlerin kopyalarının istendiğine ilişkin bir e-posta aldık. Night and Fog, Un Chien Andalou, Beau Travail ve Burning filmlerinin sansürlendiği, filmleri değiştirmemiz gerektiği ve sansürün gerekçesine ilişkin hiçbir şey içermeyen bir e-posta aldık. Dört filmden üçünün izni bir gün önce onaylanmıştı. Bundan sonrası için özel bir planımız yok, şu ana kadar etkinliklerimizi nasıl yapıyorsak yine öyle yapmaya devam edeceğiz. Eğer yine sansür ve baskıyla karşılaşırsak yine protesto edeceğiz, taviz vermeyeceğiz.”

https://www.cumhuriyet.com.tr/egitim/bogazici-universitesinde-uc-kez-gorevine-son-verilen-akademisyen-can-2241295

Devamını Oku

KYK Yurtlarında Kapasite Skandalları ve Öğrenci Tepkileri

KYK Yurtlarında Kapasite Skandalları ve Öğrenci Tepkileri
0

BEĞENDİM

ABONE OL

6 Şubat 2023 tarihinde meydana gelen Kahramanmaraş depremlerinde hasar gören Malatya’daki Hacı Hafize Özal KYK Kız Öğrenci Yurdu’nda, geçmiş yıllarda üç kişi olarak belirlenen oda kapasitelerinin dört kişiye çıkarıldığı iddia edilmişti. Ancak, 2024-2025 eğitim yılında bu odaların kapasitesinin altı kişiye çıkarılacağı bilgisi öğrencilere ulaştı. Öğrenciler, bu duruma odaların altı kişiyi kaldırmayacağı gerekçesiyle büyük bir tepki gösterdi. Sosyal medyada paylaşılan bir videoda, odada toplamda altı kişilik yatak olmasına rağmen yalnızca iki çalışma masası yerleştirilebildiği gözler önüne serildi. Bu durum, yurtlardaki fiziksel koşulların yetersizliğini bir kez daha gözler önüne serdi. ‘Yeni Bina Yerine Ranza’ Kapasite artışıyla ilgili olarak Cumhuriyet’e açıklamalarda bulunan İnönü Üniversitesi Eğitim Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hasan Demirtaş, üniversitedeki yurtların depremlerden dolayı ciddi hasarlar aldığını ve mevcut kapasitelerinin yetersiz olduğunu belirtti.

Demirtaş, bu durumu eleştirerek, “Bu yurtlar oldukça eski binalar. Özellikle bahsi geçen yurt, Elazığ ve Kahramanmaraş depremlerinde hasar gördü. Üniversitedeki 13 bina da depremde hasar aldı ve yıkıldı. Bu binaların yerine henüz yeni bir temel atılmamış durumda. Yeni bir yurt yapılması gerekirken, mevcut yurtlara ranza eklemekte ısrar ediyorlar. Söz konusu binaların ciddi yapısal sorunları var ve güvenli oldukları söylenemez. Bu binaların mutlaka yıkılıp yeniden inşa edilmesi gerekiyor. Aynı şiddette bir depremi daha kaldırıp kaldıramayacaklarını bilemiyoruz.” ifadelerini kullandı.

https://merhabaizmir.com/2024/08/22/kyk-yurtlarinda-kapasite-skandallari-ve-ogrenci-tepkileri/

Devamını Oku

VeliDer Bursa Şubesi, o müdüre suç duyurusunda bulundu

VeliDer Bursa Şubesi, o müdüre suç duyurusunda bulundu
0

BEĞENDİM

ABONE OL

Bursa‘nın Yıldırım ilçesine bağlı olan Mahmut Celalettin Ökten İmam Hatip Ortaokulu‘nun okulda başı açık öğrenci istemediğini söylediğini ifade eden müdürü hakkında VeliDer Bursa ŞubesiUluyol Adliyesi‘nde bir açıklama sonrası okul müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu. 

“GERİCİ BİR REJİM İNŞA ETMEK İSTİYORLAR”

Açıklamayı VeliDer Bursa Şube Başkanı Barış Dinga gerçekleştirdi. Dinga, “Medyaya bir video düştü. Ortaokul’da yapılan bir toplantı sırasında okul müdürünün kız öğrenciler hakkında bir söylemi oldu. Başı açık ve şort giyen öğrencilerin hayatlarına karışacağına dair sözlerini işittik. Okuldaki velilerden de gelen bazı şikayetler vardı. Gerici rejim inşa etmek isteyen bir iktidar var. Yeni milli eğitim bakanından sonra bu saldırı ve baskılar arttı. Gerici müfredatla ve ÖMK ve ÇEDES‘le bu baskılar çocuklar için arttı. Müdür, başı açık öğrenci dolaşamaz’ dediği okul, 10lu yaşlarında kız çocuklarından bahsediyoruz. Müdür, okula sokmayacağı iddia ediliyor. Bizler VeliDer olarak bu baskılara ve dayatmalara karşı suç duyurusunda bulunacağız. Toplumun tüm kesimleri bu dayatma ve baskılara karşı kimsenin bedenine ve kıyafetine karışılmasını istemiyoruz. Bu ülke, anayasasında laiklik yazan bir ülke” açıklamalarıyla okul müdürü hakkında suç duyurusunda bulundu.

https://www.bursa5n1k.com/bursa/velider-bursa-subesi-o-mudure-suc-duyurusunda-bulundu-285823

Devamını Oku

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için inceleyebilirsiniz.