Kadın olmak zor; ev hayatı zor, iş hayatı zor, Anadolu kadını olmak daha bir zor. Afette kadın olmak, afetzede kadın olmak çok daha zor. Afeti konuştuk, anlattık, afet bölgesinde değerlendirmelerde bulunduk, gücümüz nispetinde dayanışma içinde olmaya gayret ettik. Ama biz erkekler, olaya hiçbir zaman bir kadın gözüyle bakamadık. Afetlerde ve afet sonrasında yaşanan sağlık sorunları malumunuzken, kadın ve erkeklerin farklı sağlık sorunları yaşadığını kaçımız düşündük? “Afetin de cinsiyeti mi olurmuş?” diyenler olursa hemen söyleyeyim; bu konuda yapılmış olan akademik araştırmaların sonuçlarında, cinsiyet bazlı bakıldığında kadınların sağlık sorunlarından erkeklerden çok daha fazla etkilendiği gerçeği ile karşılaşıyoruz. Dikkatimi çekmiş olan bu konuda benim bir yeterliliğim olmadığından bu kez onedio.com/yazio okurları için biraz alışagelmiş çizgimizin dışına çıkarak, konunun en iyilerinden biri ile röportaj yaptım. Atlas Üniversitesi Rektörü ve Tıp Fakültesi Cerrahi Tıp Bilimleri Bölümü, Kadın Hastalıkları ve Doğum Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Küçük Hocama sordum; o da deprem sonrasında kadınlara dair bugüne dek yapılmış olan akademik çalışmaların verilerini benimle paylaştı.
Afette Kadın Olmak, Afetzede Kadın Olmak!
Kadın olmak zor; ev hayatı zor, iş hayatı zor, Anadolu kadını olmak daha bir zor. Afette kadın olmak, afetzede kadın olmak çok daha zor.
-Afet sonrasında bir kadın için olmazsa olmaz nedir değerli hocam? Kadın Sağlığının En Önemli Etkeni HİJYENDİR. Menstrüel hijyen yönetimi (MHY), menarş (ilk adet) ve menopoz arasındaki kadınlar ve ergen kızlar için hijyenin önemli bir yönüdür. Adet gören yaş grubundaki kadınlar ve kızlarla ilgili önemli bir konu olmasına rağmen, bugüne dek yaşanan küresel afetlerde, MHY’nin afet sonrası müdahalelerde genellikle göz ardı edildiği gözlemlenmiştir. Deprem bölgesinde tuvalet yokluğu, açık alanda yeterince mahrem alana ulaşamama, temiz su bulamama gibi sorunlar yaşanırsa, en çok kadın sağlığı olumsuz etkilenir. Ayrıca afetlerden sonra kadınların cinsel hayatları ve üreme sağlığı tehdit altına girebilir. Afet bölgelerinde hijyen malzemelerine ulaşım güçlüğü yaşanırsa, genital ve üriner enfeksiyonlar sık görülebilir. Vajende yanma hissi, kaşıntı, kötü kokulu akıntı, idrar yaparken yanma gibi durumlarda acilen bölgelerde kurulmuş olan sağlık merkezlerine müracaat edilmelidir. Önemli bir konu da el jelinin mikropları öldürmede, sabun kadar etkili olmamasıdır. -Hijyen dışında beslenme de vücut direnci açısında önemli diye biliyoruz? Mümkün olduğunca dengeli beslenmeye özen gösterilmelidir. Çalışmalar, deprem, sel felaketi gibi afetler ile kötü gebelik sonuçları arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Afetlerin ardından gözlemlenen sonuçlar arasında erken gebelik kaybı, düşük doğum ağırlığı, erken doğum ve plasentanın erken ayrılması gibi durumlar yer alır. Ayrıca afet durumunda ev koşullarında beslenmeden, çadır kent koşullarında beslenmeye geçiş nedeniyle de bazı sağlık sorunlarıyla da sık olarak karşılaşılabilir. Yapılan akademik araştırmalara göre afetlerde; protein-enerji yetersizliği, diyare (ishal), anemi(kansızlık), vitamin yetersizlikleri, yeme davranışı bozuklukları ve kronik hastalıklara bağlı diyabet koması gibi komplikasyonlar görülmektedir. Afet sonrasında gebelerin beslenmelerinde protein alımına ve su tüketimine önem verilmesi gerekir. Folik asit, demir ve diğer vitamin eksiklikleri de, afet sonrasında özellikle gebeliğin 4’üncü ayının başından itibaren kendini gösterecektir. -Gebelik demişken meselenin bir de bebekler yönü var. Bebeklerin beslenmesi ne şekilde olmalı? Anne Sütü Çok Önemli Anne sütü, genellikle bir afet anında bebek için tek güvenilir besin kaynağıdır. Bu nedenle annenin bebeğini emzirmesi afet ortamlarında bebekler için daha da önem kazanmaktadır. Hazır mamalar ile beslenen bebekler, anne sütündeki koruyucu antikorlardan yoksun olması nedeniyle enfeksiyon ve ishale karşı daha hassastır. Dolayısıyla bu bebeklerde dehidrasyon (sıvı kaybı) ve yetersiz beslenme gelişebilir. -Peki hijyene geri dönelim. Hijyen ürünleri konusunda dikkat çekmek istediğiniz özel bir durum var mı? MHY (Menstrüel Hijyen Yönetimi) Kitleri Kadın Liderliğinde Dağıtılmalı. Yine yapılan araştırmaların sonuçlarına göre MHY (Menstrüel Hijyen Yönetimi) kitlerinin dağıtımının kadın liderliğinde olması, diğer gıda dışı kalemlerin dağıtımından ayrı yapılması, erkeklerin ve erkek çocukların dikkatini çekmeyecek bir yer ve zamanda olması önerilmektedir. Aynı zamanda, MHY ihtiyaçlarının anlaşılmasını sağlamaya yardımcı olmak için erkek katılımının önemi iyi bilinmektedir, böylece örneğin kadın odaklı dağıtımların ardındaki nedenleri anlayabilirler veya adet döneminde artan su ihtiyacına karşı daha duyarlı olabilirler. Birleşmiş Milletler kadınların afet riskinin azaltılması, hazırlıklı olma ve müdahale süreçlerine katılmasını ve güçlendirilmesini desteklemektedir. Zira dünyada bugüne dek gerçekleşmiş olan afet bölgelerindeki çalışmaların verilerine göre; kadınların seslerinin genellikle duyulmadığını ve kadınların MHY ihtiyaçlarını ifade edemediklerini veya erkekler tarafından göz ardı edildikleri tespit edilmiştir. Menstrüel hijyen yönetimi (MHY) afetten etkilenen kadınlar için acil bir gereklilik ve temel ihtiyaç olarak görülmelidir. Kişisel kullanım için gerekli miktarda suya erişimin sağlanması, temel ilaçları, ilk yardım ve hijyenik pedleri içeren hazır hijyenik kitlerin sağlanması ve tuvalet ve yıkama alanlarının kullanımında kadınların güvenliğini ve onurunu sağlamak, afetler sırasında her kadının temel haklarıdır ve bu nedenle korunmalıdır. Daha önceki afetlerde elde edilen bulgular, MHY faaliyetlerinin kadınlar ve kızlar için önemli öncelikler olarak hissedilmesine rağmen, felaketler sırasında genellikle göz ardı edildiğini göstermekteyken, yurdumuzda yaşanan depremde bu konudaki hassasiyet sevindirici olmuştur. Ayrıca Afet bölgesinde kadınların kullanmış oldukları sıhhi pedlerin güvenli bir şekilde bertaraf edilmesi de önemlidir. -Afet sonrasında kadınların genelde ne gibi sorunları görülüyor ? Strese bağlı adet düzensizlikleri olabilir. Cinsel isteksizlik görülebilir. Psikolojik müdahale gerekebilir. Adet düzensizliği ve adet görmeme gibi adet döngüsü anormallikleri, fiziksel, çevresel, sosyal ve psikolojik faktörlerden kaynaklanan stres ile bağlantılıdır. Tabii afetlerden sonra bu durum 1 yıla kadar uzayabilmektedir. Çalışmalarda kadınların yaklaşık % 21’inde, depremden sonra adet döngülerinin düzensiz hale geldiği ve bu oranın deprem öncesine göre önemli ölçüde daha yüksek olduğu bildirilmiştir. Depremde çok sayıda kayıp yaşayan hayatta kalan kadınların yaklaşık % 30’u depremden sonra adet düzensizliği bildirmiştir. Cinsel isteksizlik görülebilir Deprem bölgelerinde genital sistem enfeksiyonları semptomlarının oranları deprem öncesine göre daha yüksektir pelvik inflamatuar hastalık ve menstrüasyon bozuklukları oranları da çok daha yüksektir. Aynı zamanda, kadınların cinsel yaşamlarından duydukları memnuniyet belirgin şekilde azalmakta ve gebelik isteklerini de olumsuz olarak etkilemektedir. Bir araştırmada depremi şiddetle yaşamış kadınların %89’ü hamile kalmak için bir plan yapmayacaklarını söylemiş; %67’si ise hamile kalmaları halinde gebeliğin sonlandırılmasını talep edeceklerini söylemişlerdir. Kız öğrenciler için psikolojik müdahale gereklidir Depremi takiben deprem sonrası kız öğrencilerde zihinsel sağlık ve anormal menstrüasyon arasındaki ilişkinin araştırıldığı bir çalışmada obsesif-kompulsif bozukluklar en yaygın olanıydı. Anormal menstrüasyon insidansı da çok yüksekti. Somatizasyon, obsesif-kompulsif özellikler, fobik anksiyete, diyet ve uyku bozuklukları, anormal adet görülme sıklığı daha yüksek bulunmuştur.
https://onedio.com/haber/afette-kadin-olmak-afetzede-kadin-olmak-1138136
LGBTİ+’lara 2022’de saldırı arttı