a

Homofobik nefret söyleminin 2023 Eylül seyri

Homofobik nefret söyleminin 2023 Eylül seyri

AKP Manisa Milletvekili ve AKP Grup Başkanvekili, “yasama”dan anladığının “LGBT yasağı” olduğunu bir kez daha gösterdi…

AKP MKYK Üyesi, “cinsiyetsiz yaşam tarzı” diyor, Akit, “eşcinsel sapkın Ebrar Karakurt” diye tamamlıyor…

MHP Giresun Milletvekili, Büyük Birlik Partisi (BBP) Van İl Başkanı, Vatan Partisi İzmir İl Başkanı ve Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı’ndan LGBTİ+ karşıtı nefret siyaseti nakaratları…

Avrupa Parlamentosu (AP) 2022 Türkiye Raporu, “LGBTIQ bireylere yönelik ayrımcılık ve nefret söylemi ciddi endişe kaynağı olmaya devam ediyor” diyor, Dışişleri Bakanlığı ise “haksız itham ve önyargılarla dolu bu rapor” karşılığı veriyor; Adalet Bakanı, “raporun bizce bir değeri yok” diye ekliyor…

Şırnak Valiliği, “fuhuşa para cezası” diye başlıyor, “bay, bayan, transseksüel, travesti, lezbiyen ve benzeri kişiler” diye saymaya devam ediyor…

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın “Aile Çalıştayı”nda Niğde Belediye Başkanı’ndan “LGBT sapkınlığı” nakaratı…

Milli Eğitim Bakanı, “LGBT küresel tehdit” sorusunu, “Türk Toplumunda Aile” dersiyle cevaplıyor; televizyoncu, pek mutlu, “Milli Eğitim Bakanı, okullarda LGBT ile mücadelesini “Seçmeli derslere Türk toplumunda Aile başlığında dersler koyduk” müjdesi” diye duyuruyor…

Birleşmiş Milletler, “Herkes Özgür ve Eşit Doğar” diyor, Cumhurbaşkanı ise LGBTİ+ insanları “tehdit” sayıyor…

“Aile” buluşması adı altında LGBTİ+’lara karşı kamudan müsaadeli kurumsal ayrımcılık ve nefret çağrısı…

“LGBT örgütlerinin kapatılması” için İstanbul nefret mitinginin ardından Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun TBMM’ne verdiği “150 bin ıslak imzalı” dilekçe bir kez de “Büyük Aile Platformu” tarafından sunuldu…  

Nefret medyası, LGBTİ+’ları kamusaldan kovma yarışında: RTÜK tavsiyeli homofobik nefret söylemi serbestken, Nefrete karşı Kaos GL’nin “el ele” çağrısına suç duyurusu…

LGBTİ+’ların Anayasal eşit yurttaşlık hak hukuk ve hürriyetlerine karşı inkârı sürdüren hükümet medyası Eylül ayında da homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem dorudan üreticisi olmayı sürdürdü…

Homofobik ve Transfobik Nefret Söyleminin 2023 Eylül Ayı İnternet Seyrine sosyal medya ve internet ortamlarına yansımış ayrımcı nefret ifadeleri ile doğrudan üreten, yayan ve teşvik eden medya organlarından LGBTİ+’lara yönelik cinsiyetçi, transfobik ve homofobik nefret söylemlerini derledik.

Medya çalışmaları kapsamında sosyal medya mecrası ile internet medyasını izleyen Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların takibini yaparak kaydını tutuyor. Cinsel yönelim, cinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, nefret söylemi üreten, yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren ifadeler içeren haber ve yorumları aylık dosyalarla raporluyor.

Homofobik nefret siyasetinin Eylül seyri

TBMM’de “LGBT dayatması” nakaratının temsilcisi AKP Manisa Milletvekili ve AKP Grup Başkanvekili Bahadır Yenişehirlioğlu, “yasama”dan anladığının “LGBT yasağı” olduğunu bir kez daha tekrar ediyor. Haber Global’den (12) Buket Aydın’ın, pek orijinal ve gazeteci olarak pek yaratıcı “LGBTİ Faaliyetleri Yasaklanmalı Mı?” sorusunu bu kez de AKP’li Yenişehirlioğlu’na yöneltiyor. Yenişehirlioğlu de durur mu, veriyor cevabı: “Ülkeyi bölmek parçalamak… aile kurumu… Rusya ve Macaristan… LGBT propagandası yapılamaz ve özendirilemez… Aile bir kadın ve erkekten oluşur… Pedofili… Normalleştiremeyiz… demokratik hak gibi… Bu sapıklığa dur denmesi gerekiyor. Amaç aileyi ve neslimizi koruma. Bunun propagandası yasaklanmalı.”

Cinsiyetsiz derneklerin sapkın tipleri… Mahlukat bunlar. Kur’an’ın lanetledikleri, millet-vatan düşmanları” söylemiyle hatırlayacağımız AKP MKYK Üyesi Mücahit Birinci, milli oyuncu Ebrar Karakurt’u bir kez daha hedef alırken ayrımcılık arzusunu saklamıyor: “Cinsiyetsiz yaşam tarzı… cinsiyetsiz vakıf ve dernekler… Bu şahsın milli başarılarımıza gölge düşürmesinden usandık. Bir oyum olsa idi, şahsın milli takımdan çıkarılması noktasında kullanırdım.” AKP MKYK üyesi Mücahit Birinci’nin “cinsiyetsiz yaşam tarzı” dediğini, Akit, “eşcinsel sapkın Ebrar Karakurt” diye tamamlıyor.

17 Eylül’de ikinci kez düzenlenen İstanbul Saraçhane nefret mitinginin çağrıcısı “Büyük Aile Platformu” isimli LGBTİ+ düşmanı ittifak, kuruluş amacı olan “LGBT derneklerinin kapatılması ve bununla ilgili kanun değişikliği talebi”ni Meclis’e iletmiş. Anadolu Ajansı, “LGBT örgütlerinin kapatılması için TBMM’ye dilekçe” başlığıyla servis ettiği haberinde,

“Büyük Aile Platformu, LGBT propagandasının yasaklanması ve örgütlerinin kapatılmasına ilişkin toplanılan 150 bin ıslak imzalı dilekçenin TBMM’ye gönderildiğini bildirdi” bilgisini geçiyor. Oysa aynı Anadolu Ajansı, Haziran ayında, Fikirde Birlik ve Mücadele Platformu’nun, “LGBT faaliyetlerinin engellenmesi için başlattıkları kampanya kapsamında” topladıkları “150 bin ıslak imza”yı TBMM İdare Amiri ve AKP İstanbul Milletvekili Hasan Turan’a daha önce Haziran ayında sunduğunu duyurmuştu!

Cinsel yönelim ve cinsiyet kimliği ayrımcılıklarına karşı çalışmalarla LGBTİ+’ların en temel Anayasal haklarına karşı yürütülen karalama kampanyasının kurumsal ayrımcılık ve nefret suçu çağrısına bir kez daha aracı olan Anadolu Ajansı’nın servisini hükümet medyası imzalar kurumadan devraldı: “LGBT terörünün sonlanması için 150 bin ıslak imza! LGBT örgütleri kapatılsın…” Yeni Şafak, Yeni AkitSabahAhaberTakvimAkşamHaber7GüneşTGRT HaberAydınlıkDoğruhaber. Bunlar da hükümete muhalif ama nefrete ortak muhafazakâr medyadan: Millî GazeteYeni Asya.

İstanbul Saraçhane’de düzenlenen LGBTİ+ düşmanı mitinglere varan nefret kampanyası sürecini başlatan Yesevi Alperenler Derneği’nin Giresun Piraziz ilçe teşkilatının açılış töreninde konuşan MHP Giresun Milletvekili Ertuğrul Gazi Konal, “LGBT’lileri ve savunucularını hedef alan açıklamalar” yapıyor: “Bütün dinlerin ortak düşmanı olan LGBT denilen eşcinsellik… onun bunun çocukları…”

Büyük Birlik Partisi (BBP) Van İl Başkanı Mevlüt Kaya, Van Bölge Gazetesi’ne konuşmuş, “LGBT gibi sapkın akımlara karşı” uyarmış: “Türkiye’nin gündemini oluşturan LGBT’liler var. Bu geleceğin bir belasıdır. Biz Müslümanız. Lud Kavmi döneminde yapılan pisliğin adı rivataydı. Ondan sonra adını LGBT bıraktılar. Diğerleri de ismini eşcinsel bıraktı. İnsanlarımız eş cinsel, LGBT nedir, livata nedir bilmiyor. Biz LGBT’yi de, rivatayı da, eş cinselliği de kınıyor ve lanetliyoruz. Rabbim bunları ortaya çıkaranlara lanet etsin. Meclise gelecek olan anayasa değişikliği aile yapısının korunması adına önem arz ediyor. Genel Başkanımız Mustafa Destici’nin de dediği gibi…”

Yeniden Refah Partisi Genel Başkanı Fatih Erbakan, seçimlerin Bingöl’e teşekkür etmiş, “Aziz milletimiz LGBT’cilere, dış güçlere geçit vermedi” demiş; gerisi hep aynı nakarat: “LGBT’cilere, dış güçlerin iktidar olması istediği kimselere, 5 yaşındaki çocuğa kuran öğretmek çağ dışılıktır diyenlere, Ayasofya’nın yeniden müzeye dönüşmesi lazım diyenlere, LGBT Türk aile yapısını bozmaz, zarar vermez diyenlere geçit vermedi elhamdülillah.”

AKP ve Vatan Partili siyasetçilerin ardından, Kaos GL Youtube kanalının “Büyük Hayat Buluşması”na katılan İzmir Büyükşehir Belediye Başkanı Tunç Soyer’e karşı nefret siyasetinde Vatan Partisi İzmir İl Başkanı eksik mi kalsın: “LGBT şube müdürlüğünü derhal kapatın… amacı adında açıkça belirtilen Kaos GL örgütü… Sayın Tunç Soyer’e sesleniyoruz. Yeşil Sollar, onun kucağındaki sahte sol örgütler, Kaos’çularla yan yana durmayın. Biliniz ki uygulamanızla kapıyı sadece LGBT’ye değil, uyuşturucuya, madde bağımlılığına da açıyorsunuz. Yeni kurduğunuz bu şube müdürlüğünü derhal lağvedin. LGBT denen örgüte bırakın kapı açmayı, belediyemizin yanına dahi yaklaştırmayın.”

Şırnak Valiliği, İl Hıfzıssıhha Kurulu tarafından Şırnak merkez ve ilçelerinde “gizli fuhuş” yapanlara idari para cezası verileceği kararını açıklarken “bay bayan” allah ne verdiyse sayıyor: “İlimizde gizli olarak denetimsiz fuhuş yapan bay, bayan, transseksüel, travesti benzeri kişilerin, fert ve toplum sağlığı açısından büyük risk oluşturmakta oldukları, sayılarının giderek artması konusunda yaşanan sıkıntılar ve çözümler… Genel kadınlar ve Genelevlerin Tabi Olacakları Hükümler ve Fuhuş Yüzünden Bulaşan Zührevi Hastalıklarla Mücadele Tüzüğünde belirtilen hükümlerin, aleni veya gizli olarak serbest çalışan bay, bayan, transseksüel, travesti, lezbiyen ve benzeri kişilere uygulanmasına…”

LGBTİ+ karşıtı nefret mitinglerinde nöbetleşen şehirlerde karşımıza çıkan, kendini aynı zamanda TİHEK Türkiye İnsan Hakları Kurumu İstişare Komisyonu Üyesi olarak tanıtan Türkiye Aile Meclisi ve Adalet Platformu başkanı Adem Çevik, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya’ya taleplerini iletmiş: “Eşcinsel örgütler terör örgütü kapsamına alınmalı ve terör ve soykırım suçundan cezalandırılmalı… Yurtdışından fonlanan ve casusluk faaliyetlerinde bulunan KAOS/GLP cinsi sapık derneklerin milli guvenligimizi tehdit ettiğini söyledik… CEDAW, DEDAW, DEVAW, İstanbul Sözleşmesi, DSÖ/WHO Lanzarote ve İKLİM Sözlesmelerinin kaldırılmalı ve Ailenin Korunması için Anayasa 41. maddenin gereği yapılmalıdır…”

Adem ve Havva Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Taşkın Koçak ve yönetim kurulu, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ı ziyaret ederek derneğin vizyonu ve faaliyetleri hakkında kendilerini bilgilendirmiş. Kendisini, “Yazar, iş adamı, Türkiye Düşünce platformu Başkanı” olarak da tanıtan Koçak’ın bilgilendirdiği “21. yüzyılın yedi önemli meselesi” listesinde “cinsel yönelim” başlığı ilk sırada yer alıyor: “Adem ve Havva’nın sembolize ettiği doğal yaşam ve cinsel denge, bugün bazı akımlar tarafından tehdit edilmektedir. Bu gruplar, insan onuruna zarar verirken, kendi cinsel yönelimlerini belirleme hakkını savunuyorlar. Eğer bu tehditleri ciddiye almaz ve demokratik olarak eyleme geçmezsek…”

Gaziantep Büyük Aile Yürüyüşü” adı altında düzenlenen LGBTİ+ karşıtı nefret mitinginin başını çeken ve “fıtrata uygun anayasa” talep eden kamu sendikası Memur-Sen ve Eğitim Bir-Sen Gaziantep Şube Başkanı (12) Ahmet Gök, “LGBT propagandası içeren faaliyetlere karşı açıklamalarda bulunduğu ve bu saygısızlığa tepki gösterdiği” için “ifadeye çağrılmaktan” dert yanıyor. Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısının “ifadeye çağrılmasına” Gaziantep Gönüllü Kuruluşları tepki göstermiş: “Tüm dünyada nesli ifsat etmeye çalıştıkları gibi Gaziantep’te de LGBT propaganda faaliyetlerine karşı tüm STK’lar adına Memur-Sen Genel Başkan Yardımcısı Ahmet Gök basın açıklaması yapmıştı. Ne yazık neslimizi muhafaza için yaptığı bu açıklamadan dolayı Sayın Ahmet Gök ifade vermeye çağırılıyor. Ülkemiz ve halkımız adına şer odaklarına karşı duruş ortaya koyanların ifade vermeye çağırılması vahim bir durumdur… iç ve dış şer odakları… ailemizi ve çocuklarımızı hedefe koyarak toplumu bozmak isteyenler… sapkın eylem… köpekleri salıp taşları bağlamak… eşcinsel ve sapkınlık propagandası… toplumun genel ahlak ve aile yapısını bozmaya çalışan bu tür örgütler ve benzeri oluşumlar ile ilgili yasal düzenleme yapılmalıdır… Ailenin Korunması Anayasa’nın 41, TCK’nın 220. Maddesi, terör finansman yasası vb. ilgili maddeler gereği cinsi sapık terör örgütlerinin insanlığa karşı soykırım suçundan cezalandırılmalarını, cemiyetlerinin kapatılmasını, mal varlıklarına kamu adına el konulmasını talep ediyoruz…”

Sosyal medya hesaplarından “Gaziantep “LGBT” Sapkınlığına Müsaade Etmeyecektir” çağrısı yapan ve Gaziantep’te ilk defa düzenlenmesi planlanan Onur Haftası’nı hedef aldığı için Hizb-ut Tahrir’in (12) yayın organı Köklü Değişim Dergisi de “ifadeye çağırıldığını” duyurdu: “LGBT Yürüyüşüne Karşı Çıkan Kuruluşlara Soruşturma… “Onur” yürüyüşü adı altındaki sapkın eyleme karşı çıkanlara soruşturma! Köklü Değişim Gaziantep Temsilciliği’ne (12) de soruşturma açıldı… LGBT sapkınlığının “onur” yürüyüşü adı altında normalleştirilmesine karşı çıkan Sivil Toplum Kuruluşları ve Köklü Değişim Gaziantep Temsilciliği… sapkınlar…” Köklü Değişim Medya Koordinatörü, Akit’in, “Sapkınlara ‘Dur’ diyen STK’lara soruşturma!” haberini paylaşıyor: “Soruşturmaya muhatap olması gerekenler, gazi şehir Antep’i pis eylemlerine ortak etmeyi düşünen sapkınlardır. Sözde “Onur yürüyüşü” denilen eyleme karşı çıkanlara soruşturma açmak sapkınlara cesaret vermektir.”

Avrupa Parlamentosu’nun (AP) tavsiye kararı niteliğinde olan 2022 Yılı Türkiye Raporu, 13 Eylül 2023 tarihinde AP Genel Kurulu’nda kabul edildi. Anadolu Ajansı, “Türkiye’deki demokrasi, yargı ve medyanın bağımsızlığı ile farklı etnik ve dini gruplarla kadın ve LGBTİ haklarına yönelik iddiaların yer aldığı raporda Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) kararlarının tümüne uyma çağrısı yapıldı”ğını yazdı. Dışişleri Bakanlığı, Avrupa Parlamentosu’nun (AP) 2022 Türkiye Raporuna gene tepki gösterdi; “Türkiye karşıtı çevrelerin dezenformasyonuna dayalı haksız itham ve önyargılarla dolu bu rapor” iddiasında bulundu.

Avrupa Parlamentosu’nun 2022 Türkiye Raporu, “Azınlıklara (özellikle lezbiyen, eşcinsel, biseksüel, transseksüel, interseks ve queer (LGBTIQ) bireylere) yönelik toplumsal cinsiyet temelli şiddet, ayrımcılık ve nefret söylemi ciddi endişe kaynağı olmaya devam etmektedir” diyor ve devam ediyor: “Demokratik bir sistemin çok önemli bir parçası olan güçlü ve çeşitlilik içeren bir sivil toplum, hükûmet ve devlet kurumları tarafından hedef alınmamalı ve işleyişi kısıtlanmamalıdır… LGBTIQ sivil toplum kuruluşlarını ve bireyleri hedef alan damgalama, nefret söylemi ve ayrımcı söylem çok etkili olmaya devam etmiştir… Lezbiyen, eşcinsel, biseksüel, transseksüel, interseks ve queer bireylerin (LGBTIQ) temel haklarının korunmaması ciddi endişeleri artırmaya devam etmiştir. Mevcut mevzuat, cinsel yönelim veya toplumsal cinsiyet kimliğinden kaynaklanan nefret söylemini ve nefret suçlarını kapsamamaktadır. Seçilmiş veya atanmış devlet görevlileri tarafından LGBTIQ topluluğuna yönelik nefret söylemleri ve karalama kampanyaları artmıştır. LGBTIQ bireylere karşı ayrımcılık, sindirme ve şiddet eylemleri devam etmiştir. LGBTIQ bireylere karşı nefret söylemi ve nefret suçları etkili bir şekilde kovuşturulmamıştır. LGBTIQ bireylerin öldürülmesi vakalarına odaklanan birkaç davada karar hâlâ açıklanmamıştır. LGBTIQ bireylere yönelik saldırılarda endişe verici artış yaşanmıştır. Trans bireylerin, cinsiyet değiştirme ameliyatları ile sağlık ve sosyal hizmetlere erişimleri hâlâ sorunludur. LGBTIQ hükümlülerin, ayrımcılığa ve hücre hapsi uygulamasına maruz kaldıkları bildirilmiştir. LGBTIQ faaliyetleri ve onur yürüyüşleri yasaklanmış veya birkaç ilde polis tarafından engellenmiştir… İstihdam ve sosyal politika alanında LGBTIQ bireylere uygulanan ayrımcılığın önlenmesi için çaba sarf edilmesi gerekmektedir…”

“Türkiye, AİHS’in yanı sıra AB müktesebatı ile uyumlu olarak, cinsel yönelim ve toplumsal cinsiyet kimliği gerekçelerini kapsayan, ayrımcılıkla mücadeleye ilişkin bir kanunu ivedilikle kabul etmelidir. Ayrımcılığın genel olarak yasaklanmasını öngören AİHS’in 12 No.lu Protokolü’nün onaylanmasına veya Irkçılık ve Hoşgörüsüzlüğe karşı Avrupa Konseyi tavsiyelerinin uygulanmasına yönelik herhangi bir adım atılmamıştır. Nefret söylemi de dâhil olmak üzere nefret suçları ile mücadeleye yönelik mevzuat, uluslararası standartlarla uyumlu değildir ve cinsel yönelim, etnik köken, yaş ya da toplumsal cinsiyet kimliğinden kaynaklanan nefret suçlarını kapsamamaktadır. Bilgisayar sistemleri aracılığıyla işlenen ırkçılık ve yabancı düşmanlığına yönelik fiillerin suç sayılmasına ilişkin Avrupa Konseyi Siber Suçlar Sözleşmesi’nin İhtiyari Protokolü’nün onaylanmasına yönelik ilerleme kaydedilmemiştir…”

Avrupa Parlamentosu’nun 2022 Türkiye Raporu’na Dışişleri Bakanlığından “sert tepki” gelir de, hükümet medyasından Yeni Şafak geri kalır mı: “AB’den Türkiye’ye LGBTİ Dayatması… Sapkınlığı aklamaya çalışan 2022 Raporu… Skandal suçlamalar…”

Adalet Bakanı Yılmaz Tunç, “Avrupa Parlamentosu’nun taraflı, objektiflikten uzak, herhangi bir temeli olmayan raporunun bizce bir değeri yok” diyor; “söz konusu rapor, Türkiye’deki insan hakları ile hukukun üstünlüğü alanlarındaki gelişmeleri görmezden gelen bir rapordur” diye de ekliyor. Avrupa Parlamentosu’nun Türkiye Raporu’na bir “reddediyoruz” açıklaması da TBMM Dışişleri Komisyonu Başkanı Fuat Oktay’dan geldi.

Hürriyet yazarı Abdulkadir Selvi, “İklim değişiyor: Türkiye, AB perspektifine döndü” başlığı altında, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İsveç’in NATO üyeliği sürecinde, Türkiye’nin, Avrupa Birliği üyeliğini gündeme getirmesini, “benim açımdan sevindirici oldu” sözleriyle karşılamış, “Ben Türkiye’nin AB perspektifini kaybetmemesini savunan birisiyim. Türkiye’nin, AB değerlerinden uzaklaşmasının yararına inanmıyorum” diye yazmıştı. “Türkiye’nin AB perspektifiyle AB değerlerini savunan” Hürriyet yazarı Selvi’ye hatırlatma ise Avrupa Parlamentosu (AP) Türkiye Raportörü Nacho Sanchez Amor’dan gelmişti: “LGBTİ+’lara yönelik baskıyı sonlandırın.” ArtıGerçek yazarı Eser Karakaş ise “Devletin, en tepe siyasi ve idari sorumluların LGBT konusunda aldıkları pozisyonlar gerçekten çok korkunç” diyerek, aday ülkelere yönelik AB Konseyi Kopenhag Kriterleri’ne dikkat çekmişti. Yeni Şafak yazarı Aydın Ünal ise “AB’ye veda: Haydi inşallah” çektiği yazısında, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ABD’ye hareketinden önce havalimanında yaptığı açıklamada “Avrupa Birliği ile gerekirse yolları ayırabiliriz” sözleriyle başlıyor ve devam ediyor: “Avrupa Parlamentosu’nun 2022 Türkiye raporu AP Genel Kurulu’nda kabul edildi: Hem de 18’e karşı 434 oyla. Kıbrıs meselesinden terörle mücadeleye, LGBT sapkınlığı ile mücadeleden dış politikadaki adımlara kadar hemen her alanda Türkiye’nin haklı ve isabetli girişimlerine yine kibirle parmak sallanıyor.”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, “ailenin korunması, güçlendirilmesi” yönünde 81 İl Müdürlüğünün koordinasyonunda “Aile Çalıştayı” düzenlediğini duyurdu. Bakanlığın düzenlediği “Aile Çalıştayı”nın biri Niğde Valiliği himayesinde yapıldı. Söz, Niğde Belediye Başkanı Emrah Özdemir’de: “Son günlerde üzülerek görüyoruz ki maalesef aile yok edilmeye çalışılıyor. Özellikle dijital platformlar başka olmak üzere LGBT sapkınlığını normalleştirmek için inanılmaz çalışmalar var…”

“Aile Çalıştayı’ndan LGBTİ+ nefreti ve kadın düşmanlığı çıktı” başlıklı haberinde BianetKastamonu Valisi’nin, “LGBTİ+ Hareketi denen bir hareket ailemizi tehdit ediyor. Velileri ve çocukları bu LGBTİ’den uzak tutun” diye konuştuğunu yazdı. Evrensel, Aksaray’da düzenlenen “Aile Çalıştayı”na Baro yönetiminin bir gün önce davet edildiğini yazdı ve ekledi: “Çalıştayda LGBTİ karşıtlığının öne çıktığını anlatan baro temsilcisi, bir avukatın LGBTİ’lere dair destek konuşması yaparken kamera kaydının durdurulduğunu ifade etti.”

Gümüşhane yerel basını, “LGBT Sapkınlığına Gümüşhane’nin Tepkisi De “Aile Çalıştayı” Raporunda Yer Almalıdır” paylaşımı yapıldı: “Sayın Cumhurbaşkanımızın her defasında üzerinde durduğu aile için en önemli tehlike olan LGBT sapkınlığına Gümüşhanelilerin tepkisi ve bu sapkın akım ve örgütün bütün faaliyetlerinin ülkemizde yasaklanması görüşü Gümüşhane’den Ankara’ya gidecek olan il raporunda mutlaka yer almalıdır.”

Yeşil Sol Parti İstanbul Milletvekili Özgül Saki, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın 81 ilde gerçekleştirdiği “Aile Çalıştayı” hakkında, ““sapkınlık” söylemleri eşliğinde sözde aileyi ve çocukları korumak adına LGBTİ+’lar düşmanlaştırılmaktadır” tepkisi gösterdi. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Sözcüsü Sera Kadıgil, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı tarafından düzenlenen “Aile Çalıştayı” düzenlemesini Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) gündemine taşıdı.

CHP Parti Meclisi Üyesi ve Ankara Milletvekili Gamze Taşcıer, “Aile Çalıştayları” konusunu Meclis gündemine taşıdı: “Toplantıların bir nefret suçu ortamına dönüştüğü, kadınların toplumsal hayattaki rollerinin erkekler tarafından belirlenmek istendiği, cinsiyet eşitliğinin kesinlikle tanınmadığı, kadınların nasıl daha çok ve daha erken çocuk yapabileceğine dair konuşmaların geçtiğini öğreniyoruz.”

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, 24TV’den Esra Elönü’nün “Arafta Sorular”ından “LGBT, küresel tehdit… Siz de zaten bir röportajınızda bahsediyorsunuz ama neden çocuklar şu anda hedefte?” sorusunu yanıtlıyor: “Bana sorarsanız bu sorunu tartışmaya evrensel olduğunu iddia ettiğimiz temel insan hakları metinleri tartışarak bakmamız lazım. Nihayetinde LGBTİ gibi tartışmaların referans gösterildiği hep bu metinleri atıfla yapılıyor. Dolayısıyla belki onları tartışmaya açarak belki onları tekrardan yeni gelişmelere göre revize ederek tartışmaya başlayabiliriz. Bu konuda konuşacak çok fazla şey var. Bizi biz yapan değerler her neyse gelecek kuşaklara aksettirebilmek istiyoruz. Bu anlamda hem müfredatımızın içine hem de seçmeli derslerimizin içerisinde ‘Türk Toplumunda Aile’ diye bir ders koyduk. Yeni müfredat çalışmalarımız içerisinde de bunlar bizim öncelik verdiğimiz konular.”

Bakan’ın cevabından Esra Elönü pek mutlu oldu v sosyal medya hesabından ayrıca paylaştı: “Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin, okullarda LGBT ile mücadelesini “Seçmeli derslere Türk toplumunda Aile başlığında dersler koyduk” müjdesiyle duyurdu”

Birleşmiş Milletler, “Herkes Özgür ve Eşit Doğar” diyor, Cumhurbaşkanı ise LGBTİ+ insanları “tehdit” sayıyor

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Birleşmiş Milletler Genel Kurulu konuşmasında “masum insanların maruz kaldığı nefret söylemi ve ayrımcılık”tan söz etti, LGBTİ+ insanları ise “tehdit” saydı.

AKP Genel Başkanı ve Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, LGBTİ+ yurttaşlara yönelik ayrımcı söylemini Eylül ayında da sürdürdü: “İnsanın fıtratını, geleceğini ve sosyal bünyeyi tehdit eden saldırılar…”

2023 Ocak ayını, “İnsan fıtratına aykırı sapkınlık virüsü” söylemiyle açan Cumhurbaşkanı Erdoğan, LGBTİ+ yurttaşları hedef alan siyasi söylemine seçim süreci boyunca Şubat, Mart, Nisan, Mayıs ve Haziran aylarında hiç mola vermedi. Eylül ayı dosyasının tamamı işte burada

“Aile” buluşması adı altında LGBTİ+’lara karşı ayrımcılık ve nefret çağrısı

“Büyük Aile Buluşması” adı altında LGBTİ+’ları hedef alan nefret mitingi İstanbul Saraçhane Parkı’nda 17 Eylül’de düzenlendi.

Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), Eylül 2022’deki “LGBTİ karşıtı Büyük Aile Buluşması”nı kamu spotuyla “tavsiye” ettiği gibi, Eylül 2023’te “Büyük Aile Buluşması” adıyla düzenlenen nefret mitingini de “tavsiye” etti.

Anadolu Ajansı, RTÜK tarafından “tavsiye” edilen “kamu spotu”na yayınlarken, “Büyük Aile Platformu”nun manipülasyon ve dezenformasyon nakaratı olan “LGBT propagandası ve dayatması” sözlerine aracı oldu.

“LGBT dernekleri ve vakıflarının sosyokültürel terörle ilişkili faaliyetlerde bulunduğunu” söyleyen “Büyük Aile Platformu” Genel Sekreteri, “en nihayetinde yaptığımız her işin sonunda ülkemizde LGBT propagandasının yasaklandığı bir hukuki zemine ulaşmayı, bununla alakalı kanun değişikliklerine gitmeyi arzu ediyoruz” derken, “mevzuatımızda ‘toplumsal cinsiyet eşitliği’ kavramı yer aldığından dolayı biz onlara bir şey söylediğimizde suç oluyor” diye de yakınıyor.

“Aile Buluşması” adı altında LGBTİ+’ların eşit yurttaşlık haklarına karşı ikinci kez gerçekleştirilen organizasyonda bir kez daha kurumsal ayrımcılık ve nefret çağrısında ortaklaşanların söylem seyrinin tamamı işte burada

Nefret medyası, LGBTİ+’ları kamusaldan kovma yarışında

LGBTİ+’lara karşı “aile” buluşması adı altında ayrımcılık ve nefret çağrısı yapan mitingin “kamu” spotları Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) tavsiyesiyle yayına devam ederken, nefrete karşı Kaos GL kamu spotu tehditler üzerine yayından kaldırıldı.

RTÜK’ün tavsiye ettiği “Büyük Aile Buluşması” mitinginin nefret videosunda, sosyal, kültürel, ekonomik ve siyasal hayata katılımıyla eşit yurttaşlık hakkı tanınmayan LGBTİ+’ların “üzeri çizilip” karalanırken, Kaos GL kamu spotunda, toplu taşımada el ele tutuşmuş bir lezbiyen çift kendilerine bakan bir erkeğin bakışlarından rahatsız olup ellerini geri çekiyor. Bunun üzerine toplu taşıma vagonundaki yolcular “ayrımcılığa, baskıya, şiddete, nefrete karşı” aynı anda “el ele” tutuşuyor.

RTÜK tavsiyeli homofobik nefret söylemi serbestken, Nefrete karşı Kaos GL’nin “el ele” çağrısına suç duyurusunun seyrinin tamamı işte burada

Hükümet medyası: Homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem üreticisi

LGBTİ+’lara karşı nefret siyasetini sahiplenen hükümet yanlısı medya, homofobik nefret söyleminin hem aracısı hem doğrudan üreticisi olmayı Eylül ayında da sürdürdü.

Türkiye Cumhuriyeti Millî Eğitim Bakanlığı, “cinsel eğitimin bireysel ve toplumsal pek çok yararı olduğu göz ardı edilmemelidir” derken, hükümet medyasından Yeni Şafak gazetesi, homofobik nefret fantezisinde sınırları aşıyor: “Sapkınlığın adına eğitim dediler… Eşcinselliğe teşvik müfredata girdi… Belçika’da ahlak dışı ‘zorunlu cinsel eğitim’ yasalaştı: Dokuz yaşındaki çocuklara sınıfta porno izletecekler… Endişeli anneler… Çocuklarımızı trans yapmak istiyorlar… Pornografiyi incelerken sınıflarda porno mu açacaklar?”

Belçika Başbakanı De Croo, “Cinsel eğitim yıllardır halk sağlığı sistemimizin temel direklerinden biri olmuştur. Bu eğitim aynı zamanda çocukların ve gençlerin fiziksel bütünlükleri ve hakları konusunda bilinçlenmelerini de sağlamaktadır” dese de, Yeni Şafak’la birlikte Takvim ve Sabah’tan daha mı iyi bilecek: “AB ülkesinde LGBT terörü! Propaganda ilkokul seviyesine indi: 5-8 yaşa ‘trans olma’ eğitimi…LGBT lobisinin Belçika skandalı… LGBT terörü… ilkokul çocuklarına cinsiyetsizleşme dayatması…”

En son dolandırıcılıktan yargılanan ABD eski Başkanı Donald Trump’ın homofobik ve transfobik nefret söylemlerini atlamadan servis eden Yeni Şafak, bir kez daha, “Trump LGBT tehdidine dikkat çekti” haberi geçiyor: “Trump, Florida’da destekçilerine LGBT tehlikesiyle ilgili bir konuşma yaptı: Tanrı’nın iki cinsiyet yarattığını yeniden vurgulayacağız. Erkek ve kadın.”

LGBTİ+ karşıtı yayıncılıkla çırpınan Yeni Şafak, daha önce açtığı “LGBT Dosyası” kamuoyunu yeterince yanıltamamış olmalı ki ardından transların sağlığa erişim hakkıyla hekimleri hedef alırken, “ABD’de yaşayan Klinik Psikolog Hatice Nilgün”den medet umuyor: “canlı yayında defalarca kez tekrar etti: “LGBT eşittir hastalıktır, bedensel zihinsel ruhsal hastalıktır ve sapkınlıktır””

Yeni Akit ise “Bu toplarla Rusya’yı vuramazsın ey Zelensky! Ukrayna ordusunun sözcüsü LGBT’li çıktı” ile “Sapkın Fatih Ürek bile kendisi gibi sapkın Mabel Matiz’e dayanamadı!” seviyesinde devam ediyor.

LGBTİ+’ların hak ve özgürlüklerini tanımayan, eşit yurttaşlık hakkını inkâr yetmeyince yaftalayan, hedef gösteren, kriminalize eden, düşmanlaştıran, cinsiyetçi ve homofobik nefret söylemiyle nihayet “dış güçler” ve “terör”le ilişkilendiren hükümet yanlısı ve de muhafazakâr medyanın karalama ve nefret kampanyası Eylül ayında da Kaos GL Derneğini unutmadı.

LGBTİ+ karşıtı karalama kampanyası kapsamında doğrudan Kaos GL Derneği’ni daha önce de hedef gösteren, “LGBT’nin de hamisi Osman Kavala” manşeti atan Yeni Şafak, gene daha önce Aydınlık ile ortak yayında Kaos GL Derneği’ni doğrudan hedef alan Takvim yayınlarının ardından bu kez de, Yargıtay’ın Gezi Parkı davası kararıyla bir kez daha tekrar yayınına geçti Takvim ve Ahaber: “Gezi kararı sonrası CHP’li Kemal Kılıçdaroğlu Yargıtay’ı hedef aldı! Kızıl Soros Osman Kavala’yı savundu… Kaosun başlangıcı… Açık Toplum Vakfı… Kaos Gey ve Lezbiyen Araştırma ve Dayanışma Derneği…”

Aydınlık, bir kez daha “Alman vakfı” nakaratını tekrar ediyor: “Çankaya Belediyesi’ne tepki: Belediye Alman Devleti’nin fonladığı vakıflarla mı yönetiliyor.” Kaos GL Derneğini anmaya bahane bir kez daha “LGBTİ faaliyetleri” ara başlığı atıyor ve devam ediyor: “Tarihinde; açılımı savunma, LGBTİQ örgütlerine destek, bölücü anayasa çalışması gibi Türkiye’nin bağımsızlık ve egemenliğine karşı politikalar üreten bu kuruluş, Atatürk’ün Çankaya’sını mı yönetecek?”

Kaos GL’den aylık nefret söylemi takibi

Kaos GL, sosyal medya ortamları ile internet yayıncılığında cinsel yönelimcinsiyet kimliği ve cinsiyet ifadesi ile LGBTİ+ varoluşlara yönelik ayrımcı yaklaşım, homofobik ve transfobik söylem içeren haber ve gelişmeleri takibe alıyor.

Böylece Kaos GL, internet yayıncılığında dikkat çeken, sosyal medya ortamlarında öne çıkan Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) odaklı homofobik ve transfobik nefret söylemi üreten ve yayan haberler ile mesajların aylık takibini ve irdelemesel kaydını tutuyor.

Ayrımcı, ırkçı, homofobik, transfobik unsurlar taşıyan ifadelere nefret söylemi denilmektedir. Bir gruba ya da o gruba üyeliği nedeniyle bir kişiye yönelik düşmanlıktan kaynaklanan ve o gruba yönelik düşmanlığı gösteren veya cesaretlendiren ifade biçimleridir. Nefret söylemi, nefret suçuna teşvik ya da eşlik edebileceği için, bu iki kavram birbiriyle bağlantılıdır.

Nefret söylemi, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi tavsiye kararında, “nefret biçimlerini yayan, teşvik eden, savunan ya da haklı gösteren her tür ifade biçimi” olarak tanımlanıyor: “Cinsel yönelim veya cinsiyet kimliği temelli ayrımcılık Avrupa Konseyi standartlarıyla bağdaşmaz.”

“Nefret söyleminin genellikle toplumda azınlık durumunda olan gruplara yönelik gerçekleştiği düşünüldüğünde, yaygınlaşması sonucunda zaten genellikle görünmez olan bu gruplar çoğunluk grupların bu tarz yaklaşımları ile muhatap olmamak adına daha da fazla oranda görünmez hale gelmektedirler. Nefret söylemine yönelik devlet tarafından aktif bir karşı koyuş ortaya konulamadığı durumda ve ifade özgürlüğü adına bu tür ifadeler koruma gördüğünde, bu durum devletin hoşgörüsüzlüğe ve nefrete karşı azınlık grupların korunması yerine bu tür görüşlerin yayılmasını tercih ettiği anlamına gelecektir.”

Lezbiyen, Gey, Biseksüel, Trans ve İnterseks (LGBTİ+) terimleri ile tanımlarını, LGBTİ+’lara yönelik ayrımcılık ideolojileri ve anlamlarını, insan hakları ve ayrımcılıkla ilgili terimler ve tanımlarını ve daha fazlasını, Kaos GL Derneğince yayınlanmış “LGBTİ Hakkında Sıkça Sorulan Sorular ve Cevapları” kitapçığında bulabilirsiniz.

Not: Bu dizide, internet ortamı ile sosyal medyadan yapılan alıntıların yazım hatalarına dokunulmuyor; olduğu gibi alınıyor.

https://kaosgl.org/haber/homofobik-nefret-soyleminin-2023-eylul-seyri

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

İstanbul Sözleşmesi, Avrupa Birliği’nde yürürlüğe girdi

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0