Akdeniz’de sularda kaybolan ya da deniz ortasında bırakılıp karaya çıkmalarına izin verilmeyen zavallı sahipsiz mülteciler. Rusya-Ukrayna Savaşı sebebiyle her gün hayattan koparılan Avrupa’ya komşu ülkelere sığınan evsiz barksız sahipsizler. Ülkelerinde Çin zulmü altında inim inim inleyen Doğu Türkistanlı Uygurlar. Filistin’de zalim İsrail askerlerince evleri başlarına yıkılan her gün katliama uğrayan Filistinliler. Emperyalistlerin, vicdanı yok olmuş devletlerin yayılma alanı olmuş, insanların aç, susuz, barınaksız, korunaksız bırakıldığı Yemen, Suriye, Irak ve Somali’nin gariban insanları. Açlık, susuzluk, gıdasızlık ve iç çatışmaların her gün hayattan kopardığı Afrika ülkelerinin sahipsiz insanları. 40 yıldan bu yana fakir, sakat, aç ve yoksul bırakılmış Afganlar. Yıllık öğrenim katkı payları fahiş oranda yükseltilen yabancı uyruklu üniversite öğrencilerinin mağduriyetleri. Sığınmacıların gerekli inceleme yapılmadan sınır dışı edilmeleri. İnsan hakları ile ilgilenen STK’ların il ve ilçe insan hakları kurullarına alınmaması. Bazı illerde Geri Gönderme Merkezlerinde yaşanan intiharlar ve kötü muamele iddiaları. Uludere faciası, Muhsin YAZICIOĞLU ve Eşref BİTLİS suikastları. Detayları araştırılmayan Sivas olayları. 30 yıla yakın bir zamandır cezaevlerinde ömür tüketen, adaletle yeniden yargılanma taleplerini 20 yıllık Türkiye iktidarına duyuramayan 28 Şubat ve Sivas davasının mazlumları ve saymakla bitmeyecek milyonlarca adalet ve insan hakları mağduru insanlar ortadayken 10 Aralık İnsan Hakları Günü neyi ifade ediyor anlayana aşk olsun. Bugün için 10 Aralık İnsan Hakları Günü ve İnsan Hakları Evrensel Beyannamesi dünya insanlık aleminde karşılığı olmayan bir bildiri olmanın dışında bir değer ifade etmiyor. MAZLUMDER Kayseri Şubesi olarak! Bugünkü insanlığın tüm mazlumlara adalet ve vicdan borcu olduğunu hatırlatıyor hakkın, adaletin hâkim olduğu haksızlığın, adaletsizliğin ayaklar altında ezildiği bir dünya düzeni hayalimizi yeniliyoruz. İnsan Hakları Günü, İnsan Hakları Evrensel Bildirisi’nin kabul edildiği gün olan 10 Aralık 1948’den bu yana her 10 Aralık’ta çeşitli söylem ve eylemlerle dünyanın her tarafında, kutlanmaktadır. Her ne kadar konuşulup, yazılsa da dünyada insan hakları konusunda ne yazık ki zulüm ve mağduriyet, varlığını sürdürmeye devam ediyor. Bunun en bariz örnekleri bütün dünyada görülebilen işgal, asimilasyon zorlamaları, mülteci sorunları, terör ve iç savaşlardır. Yüzyıllardır güçlü ülkelerce sömürülen insanlar, refah ve insanca yaşayabileceklerine inandıkları ülkelere göç etme çabasındadırlar. Ancak, bu eylem karşısında, medeni, adil, insan hakları savunucusu diye bilinen ülkelerin gerçek yüzleri ortaya çıkmakta, insanlık dışı davranış ve zalimliklere başvurmaktadırlar. Dünyanın sessiz ve duyarsızlığı karşısında Doğu Türkistan’da Çin’in asimilasyon ve soykırım faaliyeti azalmak bir yana gün geçtikçe hızlanmaktadır. Yüreğimiz her gün buradan gelen zulüm haberleriyle yanmaktadır. Aynı şekilde Filistin de de İsrail’in baskı ve zulmü devam etmekte, kişilerin başta mülkiyet ve yaşam hakları olmak üzere birçok haklarının fütursuzca çiğnenmesi karşısında dünya ülkeleri kör ve dilsiz kalmaktadır. Bunun yanında halkının insanca ve hakça yaşama talepleri karşısında baskı ve zulme davranan İran, Suriye ve bazı Afrika ülkelerinde de insan hakları ihlalleri yaşanmaktadır. Ülkemizde de sayısı milyonlarca olan mültecilere, değişik ülkelerden yeni, binlerce mülteci daha eklenmekte ve devlet millet olarak misafirperverliğimizi en güzel şekilde göstermekteyiz. Bu durum karşısında gelişmiş ülkelerin ülkemize vadettiği yardımlar ve yardım kuruluşlarının katkısı yetersiz kalmakta ve batılı, gelişmiş ülkelere gitmek isteyen mülteciler hiçbir ülke tarafından kabul edilmemekte, zulüm, işkence ve ölümle geri itilmektedir. Yağmur oluğuna sıkışan bir kedi fazlasıyla gündem oluşturmakta ama ne yazık ki eşrefi mahlûkat olan insana bu değer verilmemektedir. Hayvan haklarına gösterilen duyarlılık insanlardan esirgenmektedir. 74 yıl önce imzalanan bu bildirgeye ülke olarak sadık kalınarak yasal düzenlemeler yapılmış, yapılmaktadır. Diğer üye ülkeler taahhütlerini yerine getirmede çok eksik kalmaktadır. Herkesin insanca ve hakça yaşama hakkı vardır. Mutlu yaşamak her insanın arzusudur. Her konuda adil bir düzenin hâkim olduğu bir dünyada bütün insanlar mutlu yaşayacaktır. Adaleti savunanlar derneği olarak üye hükümetleri insana saygıya, hakka ve adalete davet ediyoruz.
http://www.kayserimanset.net/insan-haklari-sahipsiz_h492527.html
Kadın dostu alan: İlk Adım Merkezi