Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği, 9 Aralık’ta Adalet Kalkınma Partisi, Milliyetçi Hareket Partisi ve Büyük Birlik Partisi’nin TBMM Başkanlığı’na getirdiği ayrımcı anayasa değişikliği teklifine “hayır” demeye çağırıyor.
Muhalefet partilerine hitaben yazılan metin, ailenin ayrımcı saiklerle yeniden tanımlandığı teklifi reddediyor: “İstanbul Sözleşmesi’nden anayasaya aykırı ve hukuksuz bir şekilde çekilen, kadınların yoksulluk nafakasını kısıtlamaya çalışan, LGBTİ+’lara karşı nefret siyaseti yürüten, tüm haklarımıza var gücüyle saldıran ve ekonomik kriz yoluyla yoksulluğa mahkûm eden iktidarın önerdiği anayasa teklifini reddediyoruz”.
Çağrı metni İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden imzalama sözü veren muhafelet partilerine hatırlatıyor: “İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden imzalama ve sözleşme doğrultusunda politika yapma vaadiniz doğrultusunda bu tartışmaya en temelden itiraz etmenizi talep ediyoruz.”
Açıklamanın tamamı şöyle:
“Kadının İnsan Hakları – Yeni Çözümler Derneği (KİH-YÇ), iktidar ortakları AKP; MHP, BBP ‘nin 9.12.2022 tarihinde 336 milletvekili imzasıyla TBMM Başkanlığı’na sunduğu Anayasa’nın “din ve vicdan hürriyeti” başlıklı 24. ve “ailenin korunması ve çocuk hakları” başlıklı 41. maddelerine ilişkin değişiklik önerilerini içeren, kamuoyunda “başörtü düzenlemesi” olarak anılan teklife karşı muhalefet partilerini “hayır” demeye çağırdı.
“KİH-YÇ, Cumhuriyet Halk Partisi, Halkların Demokratik Partisi, Türkiye İşçi Partisi, İyi Parti, Demokrasi ve Atılım Partisi, Gelecek Partisi genel başkanlarına, milletvekillerine, parti yetkililerine ve bağımsız milletvekillerine olmak üzere toplamda 192 siyasetçiye toplumsal cinsiyet eşitliğine karşı olan, her fırsatta kadınların, çocukların ve LGBTİ+’ların insan haklarına saldıran, yakın zamanda İstanbul Sözleşmesi’nden anayasaya aykırı bir şekilde çekilen bu iktidarın anayasa değişikliği teklifine “hayır” demesi gerektiğini belirten bir bir mektup gönderdi. KİH-YÇ mektubunda bu teklifin gerekçesinde de açıkça görüldüğü üzere kadınlar arasında ayrımcılığı ve LGBTİ+’lara karşı nefreti kurumsallaştırmaktan başka bir amacı olmadığını belirtti ve muhalefetin teklife “hayır” demesi gerektiğini belirten bir bir mektup gönderdi. KİH-YÇ yayınladıkları basın bülteninde Medeni Kanun, Türk Ceza Kanunu’nun reformu, Anayasa’ya eşler arası eşitliğin eklenmesi, 6284 sayılı Kanun’un oluşturulması gibi zorlu mücadelelerle elde edilen yasal kazanımların iktidar tarafından geri alınmaya çalışıldığına dikkat çekerek “Bu vesileyle bir kez daha tüm muhalefet partilerini Anayasa değişikliğine karşı net bir tavır ortaya koyarak ‘Hayır’ demeye davet ediyoruz” dedi ve muhalefete gönderdiği mektupta aşağıdaki ifadelere yer verdi:
İktidarın önerdiği anayasa değişikliği teklifini reddediyoruz!
“İstanbul Sözleşmesi’nden anayasaya aykırı ve hukuksuz bir şekilde çekilen, kadınların yoksulluk nafakasını kısıtlamaya çalışan, “erken evlilik” ya da “küçüğün rızası” adı altında çocuk istismarının yıllardır önünü açmaya çalışan, kadınları giyimlerinden kuşamlarından ve fikirlerinden ötürü hukuksuz bir şekilde cezalandıran, LGBTİ+’lara karşı nefret siyaseti yürüten, tüm haklarımıza var gücüyle saldıran ve ekonomik kriz yoluyla yoksulluğa mahkum eden iktidarın önerdiği anayasa teklifini reddediyoruz.”
Tüm muhalefet partilerine çağrımızdır:
“Yasal haklarımızı dahi kullanamadığımız, kadına yönelik şiddetin cezasızlıkla sonuçlandığı, çocukların “evlilik” adı altında istismar edildiği ve bu meselenin ‘insani bir durum’ denerek iktidar tarafından meşrulaştırılmaya çalışıldığı bir ortamda sunulan bu anayasa teklifine temelden itirazımız var. İktidarın Anayasa’nın eşitlik ve hürriyet ilkeleriyle çelişen bir şekilde kadınların kılık kıyafetini düzenleyen ve kadınlar arasında dindar/dindar olmayan ayrımı yapmasının önünü açan, LGBTİ+ bireylere yönelik nefreti anayasaya dahil ederek ayrımcılık ve şiddeti meşrulaştırmaya çalışan bu iktidarın toplumsal cinsiyet eşitliğine ve aileye bakış açısını yansıtan teklifine “hayır” diyoruz, sizlerin de hayır demenizi bekliyoruz.
“İstanbul Sözleşmesi’ni yeniden imzalama ve sözleşme doğrultusunda politika yapma vaadiniz doğrultusunda bu tartışmaya en temelden itiraz etmenizi talep ediyoruz. Hukukun üstünlüğünün ve yargı bağımsızlığının yerle bir edildiği, demokrasinin erozyona uğratıldığı, haklarını aramak için sokağa çıkan kadınların ve LGBTİ+ ‘ların işkenceyle gözaltına alındığı ve hayatlarından kaygı duyduğu böyle bir ortamda sizin ve partinizin bu teklife karşı net bir şekilde karşı durması gerekmektedir. Aksi takdirde demokrasiyi yeniden inşa etme yönünde verdiğiniz sözün, gerçeğe tekabül etmediğini ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamanın demokrasinin temeli değil tali bir konusu olarak gördüğünüze kanaat getireceğimizi bildirmek isteriz.”
https://kaosgl.org/haber/kadinin-insan-haklari-ndan-muhalefet-partilerine-cagri
“Çocuklar, karacalar, çiçekler, ateşler” sergi kataloğu yayımda