Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’na “kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı” iddiasıyla yapılan şikayetler gerekçe gösterilerek “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürüttüğü” iddiasıyla açılan kapatma davasının dördüncü duruşması, bugün Çağlayan Adliyesi’nde görüldü.
Duruşma öncesi yapılan basın açıklaması esnasında Platform’un LGBTİ+ Meclisi bayrağı taşıyan iki emekçisi gözaltına alındı.
Mahkeme, dördüncü duruşmada Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun kapatılması için açılan davayı reddetti.
Platformun Genel Sekreteri Fidan Ataselim, duruşma sonrası yaptığı basın açıklamasında “Olması gereken karar buydu, olumsuz bir karar çıksaydı da mücadelemizden vazgeçmeyecektik” dedi:
“Hani hep diyoruz ya arkadaşlar; biz haklarımızdan, örgütlerimizden, politik mücadelemizden vazgeçmeyiz. Karar olumsuz çıksaydı da vazgeçmeyecektik. Ve bunu gördüler.
Hep diyorum ya, siyasi iktidar, o bizim haklarımızı ellerimizden almaya kalkanlar, ülkeyi karanlığa sürüklemeye çalışanlar, kendi amaçları doğrultusunda konuşuyorlar ve adımlar atacaklarını düşünüyorlar ya; Medeni Kanun, 6284, Anayasa, karma eğitim konusunda… Bir şeyi hesaba katmıyorlardı. Bizim örgütlü politik mücadelemizi hesaba katmadan bunları yapacaklarını söylüyorlardı.
Çıkması gereken karar buydu, bundan sonrası için de bizim sorumluluğumuz büyük. Biz omzumuzda büyük bir sorumluluk taşıdığımızı düşünüyoruz. Bu yüzden, varsın tüm güçleriyle saldırsınlar bizlere. Bugün bu duruşma salonundan alnımız ak başımız dik çıktıysak yine alnımız ak başımız dik olacak. Onlar 6284’e el uzatırsa biz yumruğumuzu sıkıp karşılarına dikileceğiz. Onlar Medeni Kanuna el uzatırlarsa biz karşılarına dikileceğiz. Adliyelerde, meydanlarda olmaya devam edeceğiz.
Ülkenin dört bir yanında Kadın Meclislerini görecekler, bayraklarımızı görecekler. Ve bir şey daha görecekler sevgili arkadaşlar: Biz duruşma öncesi burada basın açıklamamızı yaptık. Tam duruşmaya geçeceğimiz esnada iki arkadaşımız gözaltına alındı. Hukuksuzluk diz boyu, neye göre gözaltına alındıkları belli değil. Tek bir bilgi veren yok, kimse bir şey bilmiyor. Ama kolluk, polis, çevik kuvvet kimin emriyle saldırıyor kadınlara? Tabii ki bunları biliyoruz biz.
Siz fiilen hayatımızı lağvetmeye çalışıyorsunuz ama haberiniz olsun: Biz haklarımızla fiilen karşınızda olmaya, o gökkuşağının bütün renklerini ülkenin dört bir yanında dalgalandırmaya devam edeceğiz. Gökkuşağı bayrağı taşımak suç değildir! LGBTİQ+ olmak suç değildir! Sizin o nefretinizi, kendi kararınıza gömeceğiz.”
Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu, 2010’da Münevver Karabulut cinayetinden sonra kuruldu ve 2012’de dernekleşti. Türkiye’nin 76 ilinde faaliyetlerini sürdüren dernek, kadın cinayetleri davalarını takip ediyor ve öldürülen kadınların aileleriyle dayanışma göstererek kadınlara yönelik hak ihlallerine karşı kampanyalar düzenliyor.
Dernek hakkında “kadın haklarını koruma kisvesi altında aile mefhumunu yok sayarak aile yapısını parçaladığı” iddiasıyla yapılan şikayetler gerekçe gösterilerek açılan davada, “kanuna ve ahlaka aykırı faaliyet yürüttüğü” iddiasıyla derneğin feshi istendi.
Davanın Nisan ayında görülen bir önceki duruşmasına çok sayıda avukat söz almıştı. Bu davayla, derneğin işleyişinin engellenmeye çalışıldığı belirtilerek ve davanın reddine karar verilmesi istenmişti. Avukatlar, davanın sonucunun tüm Türkiye’deki kadınları ve sivil toplum örgütlerini etkileyeceğini vurgulamıştı.
“LGBTİ yurttaşların yaşam haklarının gasp edilmesine izin vermeyeceğiz”