a

Türkiye’de kız çocukları eğitimden uzaklaştırılıyor

Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği: Türkiye'de kız çocukları eğitimden uzaklaştırılıyor

Şahin Aybek Cumhuriyet 12 20 12 09.11.2022 Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği Genel Başkanı Prof. Dr. Ayşe Yüksel ile eğitimdeki cinsiyet ayrımcılığını, eğitim eşitliğini, çağdaş eğitimi ve gerekliliğini, eğitimin sürekliliği adına acilen atmamız gereken adımları, eğitime erişimin ve eğitimin sürekliliğinin kız öğrencilerin hayatında nasıl farklar yarattığını konuştuk. “Ne yazık ki bu yıl, okulda olması gereken 866 bin kız çocuğumuzun eğitime erişemediğini gösteren acı bir tabloyla karşılaştık. Özellikle eğitime erişimde kız çocuklarımıza karşı yapılan ayrımcılık şiddetini daha da artırmış durumda.

Çağdaşlaşma karşıtı politikalarla kız çocukları tamamen eğitim hayatından ve böylece iş ve sosyal hayattan koparılmaya, yaşamın gerisinde bırakılmaya çalışılıyor.” “Okuldan uzaklaştırılan her bir kız çocuğu geleceğimize ihanet etmek, sevgisiz bir dünya yaratmak demektir. Eğitimin özelleştirilmesi, gerici ve karma eğitim karşıtı uygulamalar ve Milli Eğitim sistemindeki yetersiz düzenlemeler Cumhuriyet değerlerimizi tehdit ediyor ve karanlık bir Türkiye yaratmaya çalışıyor. Eğitimin her aşamasında uygulanan yanlış politikalar eşitsizliği büyütüyor ve çocuklarımızı karanlık bir geleceğe hapsediyor.” “33 yıllık çağdaşlık yolculuğumuzda Atatürk devrim ve ilkelerini korumak, geliştirmek; çağdaş eğitim yoluyla çağdaş insan ve topluma ulaşmak amacıyla ilerliyoruz. Tarikat/cemaat yurtlarının kapatılması alınacak önlemler arasında ilk sıralarda yer almalılar. 866 bin kız çocuğumuzu arkada bırakmayacak, umudu yeniden yeşerteceğiz.” Birleşmiş Milletler, 11 Ekim tarihini dünyada cinsiyetleri nedeniyle kız çocuklarına karşı yapılan ayrımcılığın önlenmesi ve onların çocuk haklarından eşit şekilde yararlanmalarını sağlamak için “Dünya Kız Çocukları Günü” olarak belirledi.

ÇYDD ise bu gün özelinde aslında ülkemizde 866 bin kız öğrencinin eğitime erişemediğini açıkladı. Dünyadaki tüm gelişmelere rağmen cinsiyet ayrımcılığı neden eğitimin önündeki en büyük engel olarak karşımıza çıkıyor? “11 Ekim Dünya Kız Çocukları Günü”, dünyanın her yerinde cinsiyetleri nedeniyle ayrımcılığa uğrayan; eğitim, sağlık, korunma ve yaşam hakkından mahrum bırakılan kız çocuklarımız için sürdürdüğümüz mücadeleyi simgeleyen, kız çocuklarımız için iyiliği paylaştığımız bir kutlama günüdür. Ancak büyük bir sevinç ve heyecanla karşılamamız gereken bu gün, hem ülkemizde hem de dünyada sürekli olarak kız çocuklarının yaşadığı sıkıntıları gözler önüne seriyor. Ne yazık ki bu yıl, okulda olması gereken 866 bin kız çocuğumuzun eğitime erişemediğini gösteren acı bir tabloyla karşılaştık. Bu sayıya, Milli Eğitim Bakanlığı(MEB)’nın açıkladığı 2021-2022 örgün eğitim istatistiklerinden ulaşmak ise çok büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzu gösteriyor. Her bireyin doğduğu andan itibaren sahip olduğu eğitim hakkı sürekli olarak engelleniyor; özellikle eğitime erişimde kız çocuklarımıza karşı yapılan ayrımcılık şiddetini daha da artırmış durumda. 21. yüzyılda yaşanan tüm gelişmelere rağmen çağdaşlaşma karşıtı politikalarla kız çocukları tamamen eğitim hayatından ve böylece iş ve sosyal hayattan koparılmaya, yaşamın gerisinde bırakılmaya çalışılıyor.

Oysaki eğitim, herkesin eşit olarak erişebileceği şekilde çağdaş, bilimsel ve ücretsiz olmalıdır. Laik ve bilimsel eğitimden uzaklaşan toplumlarda, kız çocuklarının geleceklerinin karartıldığına, umutlarının yok edildiğine tanık oluyoruz. Ülkemizde Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersinin küçük yaşlardan itibaren verilmek istenmesi, paralel olarak ülkedeki imam-hatip okullarının sayısının artmasıyla birlikte yeni eğitim müfredatlarının içeriği bilimsel, laik ve çağdaş olmanın ötesinde dini bir yanlılık gösteriyor. Bu gelişmeler farklı kesimlerin üzerinde ortaklaştığı üzere çocukların din ve inanç özgürlüğünü zedelerken kız çocuklarını ve genç kadınları tamamen eğitim sisteminin dışında tutuyor. Bir toplumun çağdaşlaşması için kız çocuklarına, geleceğin kadınlarına ihtiyacı var. Okullar, tüm çocukların bir arada öğrendiği, eğitildiği; iletişimi, sevgiyi ve barışı öğrendiği yerlerdir.

Okuldan uzaklaştırılan her bir kız çocuğu geleceğimize ihanet etmek, sevgisiz bir dünya yaratmak demektir. Tüm bireylerin çağdaş eğitim alma hakkı ülkeyi yönetenler tarafından sağlanmalı, nüfusun tamamı yaşlarına göre okullaşmalı, istedikleri alanlarda eğitim ve öğretim alabilmelidir. Bu durum gerçekleştiğinde eğitimde eşitlik sağlanacak, eşit yaş gruplarında benzerlik çoğalacak ve cinsiyet ayrımcılığı ortadan kaldırılarak ülkelerin gelişimi çağa ayak uyduracaktır. Günümüzde Türkiye’deki eğitim kalitesini ve eğitime erişimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Kuruluşunuzdan bu yana ülkemizde eğitim eşitliği konusunda yaşanan gelişmeler ve gerilediğimiz alanlar dediğimizde sizce hangi örnekler öne çıkıyor?

ÇYDD olarak kurulduğumuz günden bu yana Atatürk devrim ve ilkeleri ışığında; bilimsel, laik, kamusal ve çağdaş eğitimi sağlamayı hedefliyoruz. Ancak ülkemizdeki eğitim sistemi her geçen gün bu kapsamdan giderek uzaklaşıyor. Eğitimin özelleştirilmesi, gerici ve karma eğitim karşıtı uygulamalar ve Milli Eğitim sistemindeki yetersiz düzenlemeler Cumhuriyet değerlerimizi tehdit ediyor ve karanlık bir Türkiye yaratmaya çalışıyor. Mesela 20. Milli Eğitim Şurası’nın teması olan “Eğitimde Fırsat Eşitliği”nin ne derece sağlandığı çok tartışmalı bir konu. Nitekim Ekonomik Kalkınma ve İş Birliği Örgütü (OECD)’nün her yıl yayımladığı Bir Bakışta Eğitim raporları TEDMEM tarafından kapsamlı ve detaylıca incelenmiş ve hazırlanan raporda kaygı verici bulgular yer almıştır. 

https://qoshe.com/cumhuriyet/sahin-aybek/cagdas-yasami-destekleme-dernegi-turkiye-de-kiz-cocuklari-egitimden-uzaklastiriliy/149564523

0 0 0 0 0 0
YORUMLAR

s

En az 10 karakter gerekli

Sıradaki haber:

“Ev içi şiddete karşı şirketler ağı” hayata geçti

HIZLI YORUM YAP

0 0 0 0 0 0

Veri politikasındaki amaçlarla sınırlı ve mevzuata uygun şekilde çerez konumlandırmaktayız. Detaylar için inceleyebilirsiniz.