İstanbul Üniversitesi önünde YÖK protestosu

0

BEĞENDİM

ABONE OL

News

0

“Yurtlarda KYK’ya, üniversitelerde YÖK’e karşın yaşayacağız, yaşatacağız” ve “Katil KYK” yazılı pankartların açıldığı harekette “Ölmeye değil, yaşamaya geldik”, “YÖK’e de AKP’ye de yeter” ve “YÖK kalkacak, kayyumlar gidecek” yazılı dövizler taşındı. Eylem boyunca sık sık “YÖK kalkacak, polis gidecek. Üniversiteler bizimle özgürleşecek”, “YÖK, polis, medya, bu abluka dağıtılacak”, “Katil KYK hesap verecek” ve “Müşteri değil, öğrenciyiz” sloganları atıldı. Öğrenciler ismine hazırlanan ortak açıklamayı Ceyda Elmas okudu. YÖK’ün, üniversiteleri siyasal iktidarın neoliberal siyasetleri aracılığıyla birer ticarethaneye dönüştürmek için kurulduğu belirtilen açıklamada, şunlar kaydedildi: “‘YÖK, devletin ve sermayenin üniversitedeki baskı ve kontrolünü kurumsallaştırdı” “YÖK; üniversitelerdeki özgür niyet alanlarını yok etmek, öğrencilerin, sistemin münasip gördüğü halde düşünmesini sağlamak için kuruldu. YÖK, devletin ve sermayenin üniversitedeki baskı ve kontrolünü kurumsallaştırdı. Üniversite öğrencileri olarak 42 yıl evvel YÖK’ün kimler tarafından hangi gayelerle kurulduğunu biliyor, 42’nci yılında da ‘YÖK kalkacak, polis gidecek, üniversiteleri çevreleyen bu abluka dağıtılacak’ demek için kelamımızı söylüyoruz. YÖK’ün geride bıraktığı 42 yıllık tarihi, üniversitelerdeki bilimsel ve özgür kanıyı kırıma uğratma, hak ve özgürlükler için gayret eden öğrencileri bastırma tarihidir. Bu tarih içerisinde hocalarımız 1402 sayılı Sıkıyönetim Kanunu ile vazifelerinden uzaklaştırıldı. Üniversite yönetimlerindeki demokratik işleyiş yok sayılıp ‘kayyum rektörler’ ve üniversite yönetimi normalleştirildi. “Öğrencileri birer şirket çalışanı olarak gören meslek odaklı aktifliklerin önü açıldı” ‘Bu Suça Ortak Olmayacağız’ diyerek barış davetine ses veren akademisyenlerimiz odalarına alınmadı. ‘Harçlara hayır’ diyerek parasız, eşit eğitim talebinde bulunan öğrenciler tutuklandı. Okullarında demokratik hak ve taleplerle çaba gösteren öğrenciler, disiplin soruşturmalarıyla sindirilmeye çalışıldı, kimileri üniversitelerinden uzaklaştırıldı. Yerleşke içerisinde öğrenciler ÖGB’lerle, polislerle devlet şiddetinin en sert hâllerine şahit oldu. Şiddet ve baskı düzenekleriyle yerleşkeler bayanlar ve LGBTİQ+’lar için güvenliksiz yerler hâline getirildi. Öğrencilerin bir ortaya geldiği ve dayanışma kültürünü yaşattığı etkinlikler akınlarla karşılanırken öğrencileri birer şirket çalışanı olarak gören meslek odaklı aktifliklerin önü açıldı; eğitim, meslek odaklı bir forma büründü. Bu meslek toplulukları devlet eliyle de desteklenmekte. “Geçim badiresi, beslenme üzere iktisat temelli meseleler hâlâ çözülebilmiş değil” Teknofestlerle toplum için bilim üretimi yerine sermayenin ve rant, talan siyasetlerinin faydasına bilim üretimi yaygınlaştı. Üniversitelerde YÖK eliyle yürütülen AKP siyasetleri yüzünden üniversiteliler her geçen gün daha niteliksiz eğitim şartlarına itiliyor. Günümüzde üniversite öğrencileri için temel sorun hâline gelmiş olan yoksulluk, geçim düşüncesi, beslenme vb. iktisat temelli meseleler hâlâ çözülebilmiş değil. Okullar açılmadan yemekhanelere yapılan artırımlarla parasız bir hak olarak tanınması gereken beslenme, öğrencilere niteliksiz, yetersiz ve kıymetli olarak sunulmaya devam ediyor. Kelam konusu meselelerin birikimi, üniversitelilerin gelecekle ilgili öngörüde bulunamamasına ve hayal kuramamasına yol açmakta. İktidarın geleceğini çaldığı, geleceksizliğe sürüklenen üniversiteliler her geçen gün daha fazla ümitsizliğe ve karamsarlığa kapılmakta. “İntihar etmediler, geleceksizliğe sürüklenip katledildiler” Geleceksizliğe sürüklenen sıra arkadaşlarımız uzaklarda değil, içimizdeler. Enes Kara, Sibel Ünli, Hakan Taşdemir ve daha niceleri… Onlar, iktidarın yarattığı acımasız yoksulluk ve baskı tertibinin canlarını aldığı sıra arkadaşlarımızdı. İntihar etmediler, geleceksizliğe sürüklenip katledildiler. Geçtiğimiz yıllarda da gündem olmuş olan barınma sorunu hâlâ canlılığını korumakta. Geçtiğimiz günlerde Aydın’da Işıklı Bayan KYK Öğrenci Yurdu’nda daha öncesinde öğrencilerin bozuk olduğu ihbarını vermesine karşılık tamir edilmeyen asansör yüzünden Zeren Ertaş isimli sıra arkadaşımız hayatını kaybetti. Birebir hafta içerisinde ekonomik problemler, etraf baskısı ve iktidarın yarattığı daha birçok sorun yüzünden 6 üniversite öğrencisi intihar etti. Olayın akabinde hayatını kaybeden sıra arkadaşlarını anmak, üniversitelileri geleceksizliğe sürükleyenlerden, katil KYK’dan hesap sormak için pek çok KYK yurdunda ve üniversitede öğrenciler aksiyonlar yaptılar, birbirinden güç aldılar. “Üniversitelilerin nitelikli barınma gayreti büyümeye devam ediyor” Başta YÖK olmak üzere üniversite gayretini bastırmaya çalışanlara inat üniversitelilerin nitelikli barınma uğraşı büyümeye devam ediyor, gayret sürüyor. Üniversiteliler, ümitsizliği ve baskıları birbirinden güç alarak, dayanışarak aşıyor ve biz, üniversite öğrencileri olarak buradayız. Bizler, 42 yıldır aralıksız yükselen Beyazıt Meydanı’ndayız. Şiddet ortamında dahi üniversitenin ölmediğinin, öğrencilerin tüm baskılara karşı zapturapt altına alınamadığın kanıtıyız. Bizler, hâlâ öğrencilerin yarınları inşa edebileceğinin kanıtıyız. Bitmedi daha, sürüyor kavgamız ve sürecek üniversiteler bizimle özgürleşinceye dek.” 

https://www.yerelsecim.info/istanbul-universitesi-onunde-yok-protestosu-yurtlarda-kykya-universitelerde-yoke-karsin-yasayacagiz/